Siyasi partilerde lider egemenliği had safhadadır ya da diğer bir deyişle partilerde demokrasinin "D"si dahi yoktur.
Genel Başkanlar partilerinin yüzde 100 tek hâkimleridir.
İstedikleri belde, ilçe ve il yönetimlerini feshedebilirler.
İstedikleri isimleri genel merkez kurullarında görevlendirirler.
İstedikleri üyeleri partilerinden ihraç edebilirler, istediklerini üye kaydederler.
Partilerinin bütçelerini istedikleri gibi yönetirler.
İstediklerini milletvekili seçtirirler.
Kimi isterlerse Meclis grup başkanvekili olur.
Meclis idare amirliklerine kendi adamlarını görevlendirirler.
Meclis komisyonlarında görev yapacak milletvekillerini genel başkanlar atar.
Seçimlere giderken partilerinin hedeflerini belirler.
Kampanyalarında kullanacakları sloganlara kendileri karar verirler.
Meclis Başkanlığı'na aday belirlerler.
Cumhurbaşkanı adaylarını belirler.
RTÜK gibi üst kurullara seçilecek adayları genel başkanlar seçer.
Eğer iktidar olurlarsa genel başkan cumhurbaşkanı olur, bakanları tek başına belirler.
Genel Başkan yeni anayasaya göre cumhurbaşkanı olacağı için yardımcılarını belirler.
Bakanlık müsteşarından şube müdürüne kadar tüm bürokratik atamalarda tek söz sahibi parti genel başkanı olan cumhurbaşkanıdır.
HSK, Anayasa Mahkemesi ve tüm üst kurul atamalarını artık tek başına partili cumhurbaşkanı yapacaktır 3 Kasım 2019'dan sonra.
Partili cumhurbaşkanı büyükelçileri, valileri, kaymakamları, il emniyet müdürlerini, ilçe emniyet müdürlerini, bakanlıkların il ve ilçe müdürlüklerini de atar.
Kaynak: Demokrasi lafla olmaz - Orhan UĞUROĞLU