"Allah için İslam için Fakir Fukara çocukları için hizmet ekibiyiz" dediler, Yargı, Asker, Polis, Siyaset başta tüm bürokrasiye kapılar sonuna kadar açıldı ama gün geldi, "kandırıldık" dediler.
Dershaneler, ilkokullar, ortaokullar, liseler, üniversiteler kuracağız dediler, tüm devlet imkanları sonuna kadar açıldı, arsalar, binalar tahsis edildi, okullarına onaylar verildi ama gün geldi, "kandırıldık" dediler.
"Türkçe konuşan okullarla dünyaya yayılacağız" dediler, tüm devlet gücü ile desteklendiler, casusluk ve hainlik yaptıkları ortaya çıkınca gün geldi, "kandırıldık" dediler.
"Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve Şike davalarının savcısıyız", dediler, Atatürkçü subayları hatta dönemin Genelkurmay Başkanını dahi sahte CD'ler ve yalancı gizli tanıklarla yıllarca cezaevlerinde tutup mahkûm ettiler gün geldi, "kandırıldık" dediler.
"Yargıda reform şart" dediler 2010 referandumu ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu, yüksek yargıyı ele geçirdiler gün geldi, "kandırıldık" dediler.
"Çözüm süreci" başlatıp PKK liderleri ile MİT'i görüştürdüler, akil yandaşlarla propaganda yaptılar, İmralı'daki bebek katili Öcalan'ı "barış elçisi" ilan edip HDP'li milletvekillerine kapılarını açtılar, Kandil ile görüşmeler yaptılar, valilere emniyet müdürlerine, askeri komutanlara, "PKK'lılara dokunmayacaksınız" diye talimat verdiler. Kentlerin sokakları mayınlandı, evleri tuzaklandı neredeyse isyan çıkartacaklardı ki gün geldi, "kandırıldık" dediler.