Ankara'da sonbahar hüzünlü gelir bana, sararan yapraklar içimi karartır. Dün de öyle bir hava vardı, hava bulutlu ve kapalıydı apartmandan çıkarken yağmur da serpiştiriyordu.
Yeniçağ Ankara bürosunun önündeki kestane ağaçlarının ressamların tablolarındaki gibi rengârenk kızaran yapraklarını seyre dalmıştım ki muhabirimiz Mehmet Akgün geldi ve acı haberi verdi:
"Mesut Yılmaz vefat etti…"
İçim karardı, gözyaşlarımı tutamadım, üzüldüm, çok üzüldüm.
Açıkça söylüyorum bekliyorduk. Durumu maalesef iyi değildi, hastaneden hiç de iyi haberler gelmiyordu ama sağlığına kavuşması için dua etmekten başka sevenlerinin elinden başka bir şey gelmiyordu.
Bekleme başka ama vefat haberi bambaşka bir duygu yarattı bende…