Bugün yazım yok. Bir süre önce bu köşede yazdığım "İşte batışın acı fotoğrafları" başlıklı yazıma Türk Telekom'dan açıklama geldi. Cevap hakkına saygı ilkesine uyarak sizlerle paylaşıyorum:
***
Yeni Çağ Gazetesi'nin 14.09.2018 tarihli baskısında ve gazetenin internet sitesinde, Orhan Uğuroğlu imzası ile yayınlanan "İşte batışın acı fotoğrafları" başlıklı köşe yazısında Türkiye'de iletişim sektörünün öncüsü ve ülkemizin önde gelen büyük ve saygın kuruluşlarından biri olan Türk Telekomünikasyon A.Ş. ("Türk Telekom") aleyhinde mesnetsiz iddialara/ ithamlara yer verildiği, bu suretle Müvekkil Şirket'in kişilik haklarının alenen ihlal edildiği görülmüştür.
1) Tüm dünyada olduğu gibi Müvekkil Şirket de teknolojik gelişmelere uygun olarak altyapısını bakır kablodan fiber kabloya dönüştürmektedir. Bu dönüşüm teknolojik gerekliliklerden kaynaklanmakta olup, fiber kablolarda iletim hızı ve taşıma kapasitesi bakır kablolardan tartışmasız olarak daha üstündür. Bu kapsamda gerçekleştirilen bakır kabloların fibere dönüşümü projesinde 30 Haziran 2018 tarihi itibariyle toplam yaklaşık 680 milyon TL hurda bakır kablo satış kârı elde edilmiş ve erişim fiberi için 3,7 milyar TL tutarında yatırım harcaması yapılmıştır. Diğer yandan Türk Telekom'un tüm malvarlığının satıldığı şeklindeki iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
2) Öncelikle, Türk Telekom'un BTK ile imzaladığı İmtiyaz Sözleşmesi'nin Türk Telekom'un yürütmekte olduğu "kamu hizmeti" ile ilgilidir. Türk Telekom'un, hissedarlarının maliki oldukları hisselerle ilgili tasarruflarını kısıtlamak veya izin vermek konusunda İmtiyaz Sözleşmesi'nde bir düzenleme yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Türk Telekom tarafından yapılan 28.05.2013 tarihli özel durum açıklamasında da belirtildiği üzere, OTAŞ maliki olduğu Türk Telekom hisseleri üzerindeki mülkiyet hakkını kullanarak, mevcut borçlarının refinansmanı ve vadesinin uzatılması ve bu yolla hissedarlarına temettü ödemesi yapmak amacıyla, bir kısım finans kuruluşları ile kredi anlaşması imzalamış olup, söz konusu kredinin teminatı olarak Türk Telekom hisselerini, hisselere ait tüm haklar OTAŞ'ta kalmak kaydıyla rehin vermiştir. Söz konusu yazıda bahsi geçen rehnedilen hisseler devlete ait olmayıp özelleştirmeden sonra mülkiyeti OTAŞ'a geçen hisselerdir. Türk Telekom'un devlete ait hisselerinin üzerinde rehin bulunmamaktadır. Ayrıca özelleştirilen hisselerin rehnedilebileceğine ilişkin hüküm Türk Telekom esas sözleşmesinin 6/A.2 maddesinde yer almaktadır: "A Grubu Hisse Sahibi, zaman içerisinde Hisse Rehni'ne tabi olmayacak Hisselerinin üzerinde, söz konusu Hisselerin satın alınması ile ilgili olarak veya başka bir şekilde aldığı borçların teminatı olarak, bir finansal kurum lehine rehin veya yükümlülük tesis edebilir." Sözleşme hükmünde açıkça belirtildiği üzere özelleştirilen hisseler üzerine rehin tesis edilebilecektir. Esas sözleşmede yer alan bu hüküm özelleştirme tarihinden önce belirlenmiş ve özelleştirmenin yapıldığı 15.11.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk Telekom'un mal varlıkları üzerinde OTAŞ lehine tesis edilmiş herhangi bir teminat veya takyidat bulunmamaktadır. Ancak söz konusu yazıda devlet hisselerinin rehin edildiği şeklinde ve İhale Şartnamesinde maliki olduğu %55 oranındaki hisseler üzerinde rehin tesis edemeyeceği şeklinde tamamen gerçek dışı ve haksız iddialarda bulunulmaktadır.
3) Türk Telekom özelleştirme tarihinden itibaren 2006-2017 faaliyet yılları arasındaki 12 faaliyet yılının 11'inde kâr etmiş olup sadece 2016 faaliyet yılında zarar açıklamıştır. 2017 yılında ise yaklaşık 1,1 milyar Türk Lirası net kâr elde etmiştir. 2016 yılında gerçekleşen zarar Türk lirasının ABD Doları ve Euro karşısındaki değer kaybından kaynaklanmış olup bu husus 8.02.2017 tarihli basın bülteninde kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Şirketimizin zarar içinde olduğuna yönelik ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır. Halka açık bir şirket için basın organlarında "hortumlamak" ifadesinin kullanılmasının basın özgürlüğü kapsamı sınırlarında değerlendirilmesi mümkün olmadığı aşikârdır. Hâlihazırda kâr eden bir şirket için "Türk Telekom batışın değil hortumlanmanın adıdır." şeklindeki ifadelerin bulunduğu yazının gerçeği yansıtmadığı açıktır.