Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının temel hükümlerinden bir tanesi, "Basın hürdür, sansür edilemez" maddesidir.
Anayasada, "Kanunlar halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz" hükmü de vardır.
Bu çerçevede devlete verilen anayasal görev ise, "basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır" şeklindedir.
Yeniçağ Anayasa ve yasalara göre halkın haber alma hakkına saygılı objektif habercilik yapar.
Yeniçağ yaşanan olayları köşe yazarlarının özgün yorumları ile halka sunar.
Özetle Yeniçağ demek çağı anlamaktır.
Türkiye'de yandaş ve tetikçi medyadan çok farklı bir yayıncılık anlayışı vardır Yeniçağ Gazetesi'nin.
Bu farklılık işte yukarıda vurguladığım Anayasal hak ve yükümlülüklerle, okuyucusuna olan saygısından kaynaklanır.
Yeniçağ yazarları olarak bizler hiçbir siyasi ve ticari baskı altında olmaksızın sizlere yaşanan olayları değerlendirirken yasalara ve kişilik haklarına da yüzde yüz uyarız.
Zaman zaman yazılarımızı yani yorumlarımızı beğenmeyen siyasetçiler olmaktadır.
Bakın yüce önder Gazi Mustafa Kemal 1922 yılında ne demiş:
"Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta(doğru yolu göstermede), bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa(özetle) bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir."
Fazla söze gerek var mı?