Merkez Bankası Başkanı olduğu dönemde Anadolu’da birçok ortak toplantı yaptığım dostum Durmuş Yılmaz’a genel başkan yardımcısı olduğu İYİ Parti'nin ekonomik programını sordum. Aldığım yanıtı sizlerle paylaşıyorum:
“Bilindiği üzere demokrasilerin ayrılmaz unsuru olan siyasi partiler, siyasi, ekonomik, sosyal tercihlerin yaşama geçirilmesi için oluşmuş tüzel kişilerdir ve uzun yıllar var olmalarını istenir. Dolayısıyla programları hedef kitle seçmene ulaşım ve erişim sağlayan en önemli iletişim aracıdır. En geniş anlamıyla dünya ve olaylara bakışını, felsefi görüş ve inancını, ön görülen-tercih edilen- siyasi ekonomik ve sosyal düzenin genel çerçevesini çizen vizyon belgeleridir. İşin doğası gereği bu belgeler genel prensipleri ortaya koydukları için işin hangi araçlarla nasıl yapılacağını söylemeden ‘yapacağız’, ‘edeceğiz’ gibi genel, geniş, ucu açık ifadeler kullanır ve bu ‘...cekli’, ‘...caklı’ ifadeler haklı olarak da küçümsenir.
Ancak siyasi partiler ülkeyi yönetmek için milletten yetki istediklerinde, seçmenin karşısına cekli, caklı parti programından üretilmiş ‘seçim bildirgesi’ denilen ‘vaatler listesi’ ile çıkarlar. İşte bu vaatler listesi hesabı-kitabı yapılmış, ortaya çıkan maliyetlerin kaynaklarını işin nasılını gösteren belgelerdir. Seçim kazanıldığında bu belgeler hükümet programına dönüşür.
Eş anlı olarak, her üretim kararının bir bölüşüm kararı, her bölüşüm kararının bir üretim kararı olduğu gerçeğinden hareketle hazırlanan ve parti programında detaylı olarak açıklanan İYİ Parti'nin ‘Ekonomi programı’nın çok kısa özeti şöyledir:
Ekonomi programımızın ana felsefesi öncelikle istikrarlı ve kapsayıcı, aynı zamanda hızlı büyümek zorunda olan Türkiye’nin erişilen refahı toplumun her kesimine adil dağıtımı gereğine dayanmaktadır. Ekonomi programımızın nihai hedefi dengeli, sürdürülebilir, kapsayıcı ve dışa bağımlılığı azaltacak bir büyüme ve paylaşım modeline geçmektir. Fırsat eşitliğinin ve kişisel girişimin önünü açan bir sistemin, vatandaşlarına onurlu bir yaşam sağlayacak çalışma koşullarını da yaratabileceğine inanıyoruz. Erişilen refahı toplumun tüm katmanlarına adilce yayabilen bir ekonomik düzen, güçlü ve huzurlu bir ülkenin en önemli yapı taşlarından bir tanesidir. Serbest piyasa sisteminin her durumda kısıtlı kaynakları en etkin biçimde dağıtamadığı ve toplumsal ahengi bozacak boyutlarda gelir ve servet eşitsizliğine yol açtığı gerçeklerini gözardı etmeden, özel mülkiyet, serbest girişim, serbest sözleşme ve çalışan haklarının evrensel hukuk kuralları ile güvence altına alındığı ekonomik yapıyı desteklemekteyiz.
Türkiyenin son on yılda içine düştüğü orta gelir tuzağından kurtulması için hızla bilgi çağını yakalayıp gereken sanayi dönüşümünü tamamlayacak, çok iyi tasarlanmış bir ekonomik ve sosyal kalkınma atılımını başlatacağız. Bu hedefe varmak için, bu güne kadar yapıldığı şekilde ucu açık bir dizi temenniler manzumesi yerine, ölçülebilir performans kriterleri ile desteklenen gerçekçi ve yalın bir ekonomi politikası ortaya koyacağız.