Ocak ayının ilk 25 gününde yüzde 18.1 artan ihracat, bu yılın ihracatı için de umut verici bir tablo ortaya koyuyor. İhracat pazarlarımızdaki gelişmeler de buna imkan veriyor. Bundan mümkün olduğunca iyi yararlanabilmeliyiz.
2017 yılında 156.7 milyar dolarla rekor kıran ihracat, bu yılın ilk ayına da iyi başladı. 1-25 Ocak günleri arasında geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 18.1 artışla, 8 milyar 121 milyon dolardan 9 milyar 593 milyon dolara yükseldi. İhracat artışında hem sanayi ürünlerinde yüzde 18.1 artışla 7 milyar 737 milyon dolara ulaşılması, bunun yanı sıra tarıma dayalı işlenmiş gıda ihracatının yüzde 17.8 artışla 788.3 milyon dolara yükselmesi ve kimyevi madde ve mamul ihracatının yüzde 8.4 artışla 1 milyar doları aşarak 1 milyar 65 milyon dolar olması ve madencilik ihracatının da yüzde 22.6’lık artışla 319 milyon dolar olması rol oynadı.
İhracatta önde gelen sektörlerden dördünün ilk ayda bir milyar doların üstüne çıkmaları da bu olumlu gelişmenin önemli etkeni oldu. Yıllık 20 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız otomotiv sektörü ihracatı Ocak ayında yüzde 13 artışla 1 milyar 779 milyon dolara ulaştı. Hazır giyim konfeksiyon ihracatı da aynı dönemde yüzde 18.6 artışla 1 milyar 136 milyon dolara yükseldi. Yüzde 8.4 artan kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı da 1 milyar 65 milyon dolarla milyar dolar ihracatı aşan sektörler arasında yer aldı. Sanayi ürünleri ihracatındaki bir milyar doları geçen üç sektöre, yüzde 17.1 artarak 1 milyar 537 milyon dolara yükselen tarım sektörü de dördüncü sektör olarak eklendi.
Bu tablo 2018 yılı ihracatının da 160 milyar dolarlar üzerinde seyredebileceği umudunu ortaya koyuyor.
Ancak bunun için bir yandan ihracatımız olan ülkelerle siyasal ilişkilerimizin iyi gitmesine ihtiyaç var. Bir yandan da Avrupa ve Rusya gibi pazarlarda alım gücünün artması gerekiyor. Uluslararası kuruluşların raporlarında, dünyada iyileşmenin süreceği, bizim pazarımız olan ülkelerde de büyümenin artacağı bilgileri yer alıyor.
Doğaldır ki, ihracatın artışına paralel üretim artışının gerçekleşmesi gerekecektir. Bunun için de bu sektörlerde kapasite kullanım oranlarının ne durumda olduğuna bakılması, kapasite artışı gereken alanlarda yeni yatırım imkanlarının araştırılması gerekecektir.