Bugün iki konu üzerinde durdum. Bir yandan ocak ayı dış ticaret verilerini ele aldım, diğer yandan 25 maddelik yeni KDV düzenlemisine değindim.
Bugün iki konuya ekonomik gelişmemize etkileri açısından değineceğim. Bunlardan biri açıklanan ocak ayı dış ticaret rakamları, diğeri Maliye Bakanlığı'nın KDV konusunda hazırladığı 25 maddelik yasa tasarısı.
Ocak ayı dış ticaret rakamları açıklandı. İhracat, geçen yıl ocak ayına göre yüzde 10.7 artışla 15 milyar 582 milyara yükselmiş durumda, ithalat ise yüzde 38 artışla 21 milyar 534 milyon dolar gerçekeşirken, açık 9 milyar 67 milyon dolar olmuş. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Ocak ayında yüzde 72.1 iken, bu yıl yüzde 57.9’a gerilemiş.
Bu tablonun olumsuzluğu, ithalatın, ihracattan 3 kat fazla
artarak dış açığın geçen yılın ocak ayına göre 2.2 kat artması ve
ihracatın ithalatı karşılama oranının 14.2 puan gerilemesi.
Peki, bu olumsuzluğa karşı verilerin ortaya koyduğu iyilik nerede
söz konusu?
İhracatın yılın ilk ayında 15 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi 2018 yılında OVP’ye göre 169 milyar dolarlık beklentinin gerçekleşebileceği umudunu güçlendiriyor. Bunun yanında üretimi ona bağlı büyümeyi doğrudan ilgilendiren ara malı hammadde ithalatının 21.5 milyarlık ocak ayı ithalatı içersinde 11.8 milyar dolara ulaşması. İthalat içersinde hammade ithalat payının yüzde 55’lik yer alması da üretim açısından önemli bir sonuç verecektir. Ancak, daha gerçekçi bir değerlendirme için ara malı ithalatı içersinde yer alan 2.3 milyar dolarlık bu dönemdeki artı ithalatını dışarıda tutmamız gerekebilir. Yine de üretimde kulandığımız hammaddenin ithalat içersindeki payı yüzde 44 gibi yüksek bir oranda olacaktır. Bu da üretime dayalı ithal girdinin yüksekliğini ortaya koyacağı için iyi bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Tabii bu söylediğim bir anlamda olumsuzluk içerisinden çıkarabileceğimiz bir olumlu sonuç olarak görülebilecek durumdur. Aslolan üretimde yerli hammade kullanım oranının yüksek olmasıdır.