Bugün seçim sonrası kim kazanırsa kazansın bizi bekleyen ortamın dünyadaki gelişmeler ve iç imkanlar açısından pek iç açıcı olmadığını gösteriyor. Seçim öncesinin bol vaatli uygulamalarını değil, kemer sıkıcı acı reçeteleri uygulamalarının iktidar için kaçınılmaz olduğu görünüyor.
24 Haziran’a üç gün kaldı. Artık seçim sonrası bizi bekleyen ortama bakmaya başlamamız gerekir. Secimi kim kazanırsa kazansın içerde ve dışarıda bu tablonun gündeme getirdiği sorunlarla boğuşması, bazı acı reçeteleri topluma sunması gerekecektir. Propaganda döneminin bol kepçe vaatleri bir kenara bırakılma zorunda olunacaktır.
Önce dünyaya bir bakalım:
2013 öncesi ABD’nin faiz kararı artırma açıklamasından önceki küresel finans yapısı söz konusu değil. Dünyada gelişmekte ülkelerin de yararlandığı bol likiditeli dönem yaşanmıyor.
Buna karşı bu durumun farkında olan bazı gelişmekte olan ülkeler, ”karınca yaşam tarzını” benimseyerek önlemler aldılar. Tasarruflarını artırma, üretimlerini geliştirme yoluna giderek, yapısal önlemlerle yaşanan döneme uygun tutum takındılar. Buna karşı biz ve bize benzer bazı gelişmekte olan ülkeler. "Ağustos böceği yaşam tarzı tutumuyla”, önlem almadan, sorunları çözmek yerine erteleyip, büyüterek yola devam kararı aldılar.