“Tersine döndürmemiz gereken tablo” başlıklı dünkü yazımın ardından sohbetlerde ele alınan iki konuya baktım. Birisi son beş yılda ihraç ettiğimiz ürünlerin teknolojik ağırlıklarının ne yönde geliştiğini ele aldım. Bir diğeri bizim ve bizim gibi gelişmekte olan beş ülke ihracatının 2000-2015 yılları arasında teknoloji yoğun ürünler ihracatındaki gelişmelerine baktım.
Önce son beş yılda dış ticaretimizde teknoloji yoğun ürünlerin he yönde geliştiğine bakalım:
2013 yılında dış ticaretimizde yüksek teknolojili ürünün payı yüzde 3.40 iken, 2017 yılında çok az yükselerek yüzde 3.90 seviyesine gelmiş. Buna karşın aynı dönemde, 2000 yılında yüzde 12.7 paya sahip olan düşük teknolojili ürünlerin payı üç kata yaklaşan artışla yüzde 33.3’e yükselmiş.
Orta yüksek ve orta düşük teknolojili ürünlerde ise aynı dönemde gerileme yaşanmış. Orta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 41.2’den 34.6’ya inerken, orta düşük teknolojili ürünlerin payı da yüzde 33.8’den, yüzde 28.3’e gerilemiş.
Bu tablo dış ticaretimizde teknoloji yoğunluğunu artıran olumlu bir sonuç almadığımızı, beklenenin ve söylenenin aksine düşük teknolojili ürünlerin dış ticaretimizde ağırlığının giderek arttığını ortaya koyuyor.
Bu konu ihraç edilen ürünlerin kilogram fiyatlarının çok düşük olduğu gerçeği ile örtüşüyor. TİM verilerine göre 2014’te 1.59 dolar olan ihracatta kilogram fiyatı 2015’te 1.44 dolara, 2016’da ise 1.37 dolara gerilemiş durumda.