“Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk. İşte bu yüzden anlaşamıyoruz.” Victor Hugo
“Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları. Fakat O’na ulaşan, yalnızca sizin iyi niyet ve samimiyetinizdir. İşte bu amaçla onları sizin yararınıza sunuyoruz ki, O’nun sizi doğru yola iletmesine karşılık, O’nun şanını yüceltip tekbir getiresiniz diye. Öyleyse güzel davrananları müjdele.” (Hac suresi 37. Ayet)
Bir kurban daha yaklaşırken birçok sivil toplum kuruluşları gerek Türkiye gerekse dünyanın birçok ülkelerinde mazlum ve ihtiyaç sahipleriyle kurbanlaşacaktır.
Özellikle son 15 yıl İslam coğrafyasındaki iç çatışmalar, yoksulluklar ve kötü yönetimler sonucunda milyonlarca Müslüman; topraklarını, evlerini, barklarını bırakarak göç yollarına düştü.
Kurban organizasyonları her ne kadar ilk bakışta sembolik olarak algılansa da bu vesileyle uzak coğrafyalar ile kurulan gönül bağlarının istenildiğinde çok önemli işlevlere vesile olabildiği görülüyor.
Kurban sadece bir aileye 3 kilo et vermenin ötesinde hayallerin, umutların, sıkıntıların, yalnızlıkların, ihtiyaçların paylaşılmasına köprü olabilir.