31 Mart seçimleri öncesi bir algı operasyonu yapılıyor…
Bu Cumhurbaşkanlığı seçimi değilmiş…
Bu Genel seçim değilmiş yerel seçimmiş…
Bu kez AK Parti’yi cezalandırıp ders verelim miş!..
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yürütülen sinsi algı operasyonu bu…
Çağrı yapılan kitle ise bugüne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük güven duyup her seçimde oyunu AK Parti’ye veren milyonlarca seçmen!..
Yani sizin anlayacağınız yeni bir oyun!..
Yerel seçimleri çok sinsi bir şekilde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine güvenoyu seçimi haline çeviren bir tarafta CHP’si, İYİ Partisi, SP’si, HDP’si, diğer tarafta FETÖ’su, PKK’sı ve dış işbirlikçileri 30 Mart seçimlerini iktidarı zayıflatıp ülkeyi yeniden bir kaos ortamı içine sokmanın planını yapıyor…
Peki şimdi soralım;
31 Mart’ta AK Parti yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ mı cezalandıracağız yoksa ülkemizi ve milletimizi mi?
31 Mart yerel seçimlerinin işte sorusu budur…
*
Elimizi vicdanımıza koyup soralım;
AK Parti henüz 15 aylık bir parti iken 3 Kasım 2002 yılında yapılan seçimle tek başına iktidara gelmedi mi?
İçte ve dışta karşı karşıya kaldığı onca saldırı, onca kumpasa rağmen girdiği bütün seçimlerden zaferle çıkmadı mı?
Hükümete karşı muhtıralar yayınlandığında da darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığında da dik durmadı mı?
FETÖ gibi sinsi yapılarla da, PKK gibi bölücü terör örgütleriyle de çarpışa çarpışa bugünlere kadar gelmedi mi?
Allah aşkına kime boyun eğdi Recep Tayyip Erdoğan?
2002 öncesi Türkiye ile bugünkü Türkiye’yi kıyaslayın..
Hem de üzerine kurulan bütün kumpaslara, tezgahlara karşı milletinin desteği ile ayakta kalan Türkiye eskiye mi gitti yoksa ileriye mi?
Ekonomik olarak AK Parti öncesine göre daha mı kötüyüz?
IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar üç kuruş vermek için ülkemizin itibarını ayaklar altına mı alıyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dış politikası eskiden olduğu gibi ABD ve AB’ye mi teslim edildi ?
Enflasyon her yıl %100’leri aşıp paramız sıfırdan mı geçilmiyor?
Bireysel hak ve hürriyetler konusunda mı kötü durumdayız?
Devlet adamları mı eskisi kadar ulaşılmaz ya da devlet, milletini mi küçük görüyor?
Bitmedi..
Halktan kaçan mı bir iktidar var yoksa halka dokunan mı?
İnancımızı yaşama ve dinimizi öğrenme konusunda mı eskiye göre sıkıntı yaşıyoruz?
Vakıflarımız, derneklerimiz mi eskisi kadar rahat çalışamıyor?
Kızlarımız başörtülü olduğu için üniversitelerden, namaz kılanlar memuriyetten, karısı başörtülü olanlar ordudan mı atılıyor?
Ülkemizin en büyük şehirleri çöp yığınından mı geçilmiyor, çeşmelerinden su yerine yosun mu akıyor?
Sağlık, ulaşım vb. konularda eskisi gibi vatandaşa hizmet etmek yerine insanımızı mı süründürüyorlar?
Ülkemin her bir köşesinde terör sorunu mu yaşanıyor yoksa huzur mu geldi?
Bankalar hortumlandı yoksa tarihte görülmemiş ekonomik saldırıya rağmen hepsi dimdik ayakta mı kaldı?
Türkiye’de yatırım mı durdu
Yoksa Marmararay, Avrasya Tüneli, İstanbul 3.Havalimanı(Dünyanın en büyük 3.havalimanı) ve saymakla bitmeyecek büyük projelere mi imza atıldı... Bu ülkede terör ile mücadelede Soylu Bakan ile büyük bir başarıya imza atılmadı mı? Nerede ise terörün kökü kazınmadı mı? Ülkeye Huzur gelmedi mi?
Cevabını kim verecek?
Mesela..
2002-2016 döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 5,6 büyüdü, 2010-2016 dönemindeki büyüme ise yüzde 6,7. Bu iki zaman aralığında yaşananları hızlıca hatırladığımızda, siyasi gündemi bu denli yoğun olan, birçok darbe girişimine hedef olan bir ülkenin yüzde 5’in üzerinde büyümesi, bir başarı hikâyesi değil mi?
AK Parti öncesinde yarından garantimiz olmadan yaşıyorduk, gelecekle ilgili hayal bile kuramıyorduk...
Şimdi hamdolsun, niye daha zengin değiliz kaygısı ve kavgasıyla yaşıyoruz!..
Bir ekenomik saldırı yaşadık doğru!..
Sıkıntı yaşadık doğru!..