Sevgili okurlar…
Bir toplumun geleceğe umutla bakabilmesi için, siyasetten
bürokrasiye, sivil toplum örgütlerinden devlet kurum ve
kuruluşlarına kadar insanlara hizmet için koltuklarda oturanların
liyakat sahibi olması, olmazsa olmazlar arasında yer almalıdır…
Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye söylediği “Ey oğul! İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın”sözünün üzerine söz yoktur…
Bunun için de liyakatli eller gerek..
Atalarımız boşuna dememiştir“İşbilenin kılıç kuşananındır”
diye…
Ama Türkiye’nin sorunu hep bu olmuştur...
Ünlü yazar Alev Alatlı der ki;
“250 yıldır
çözemediğimiz ağır bir liyakat sorunumuz var bizim. Başkanlık
sistemi ile çözebilirsek rahmetli Özal'ın kehaneti doğrulanır, 21.
yüzyıl gerçekten de Türklerin yüzyılı olur
inşallah.
Liyakat sorunu
çözüldüğünde Türkiye şahlanır. Bir kere, eğitimden adli sisteme,
imardan enerjiye, tarımdan basına hemen her alanda gözlemlediğimiz
o müthişsavurganlığın sonu gelir.
Zaman yönetimi mümkün
olur. Bir günlük işi bir aya yayıp sürüncemede bırakmaz, ödenekleri
çarçur etmez, bütçeleri delmeyiz. Caddeler, en ufak bir serpintide
göle dönmez. Dünyayı doğru okur, doğru yorumlar, kim dost, kim
düşman doğru kestirirsek olası FETÖ'lere hazırlıksız
yakalanmayız.
Hepsinden önemlisi,
liyakat noksanının suçunu birbirimize atmayız. Hasılı, liyakat
meselesini çözer, emaneti ehline bırakmayı ilke edinirsek, etnik
veya sınıfsal veya ideolojik kutuplaşma kaygıları yok olur, Türkiye
21 yüzyılda uçar!”
Herkesin anlayabileceği dilden muhteşem bir liyakat yorumu özetidir
bu…
*
Bunları neden yazıyorum!
Devletini ve milletini çok iyi tanıyan, “HAK”nedir
sorusunun cevabını kalbi ile veren, insanlara devletin şefkatli
elini gösteren, kendisine emanet edilen bir
kurumda“KOLTUKTAN GÜÇ ALAN DEĞİL KOLTUĞA GÜÇ
VEREN” sözünün hakkını sonuna kadar veren, bu ülkenin
yetiştirdiği bir değeri anlatmak için yazıyorum…
Kim bu insan?
Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Av. Şeref
Malkoç…
Kamu Denetçiliği Kurumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
verdiği güç ve Malkoç’un liderliğinde tek kelime ile tarih
yazıyor.
KDK, Malkoç ile birlikte adeta Mevlana’nın “NE
OLURSAN OL YİNE GEL” sözünü insanlara yaşatırken, 7’den
70’e “Kimsesizlerin kimsesi”olmayı başardı...
Hakkının yendiği düşünen insanların sığınacağı bir liman olduğunu
gösterdi…
Artık insanların hak ve hukuklarını korumak için rahatlıkla
kapısını çalacağı bir kurum var...
Daha önce bu kurum yok muydu?
Vardı?
2012 yılında kuruldu…
Ama varlığını son iki senedir hissettiriyor…
Neden?
Üstlendiği sorumluluğun hakkını veren, devletin içinden
gelen liyakat sahibi çok iyi bir hukukçu ve devlet adamı gerçeği
ile tanıştı Kamu Denetçiliği Kurumu…
Fark işte bu…
Koltuktan güç alan değil koltuğa güç veren olmak işte bu...
Halkının avukatlığını yaparken aldığı kararları artık uygulatmakla
mükellef olarak kendini gören bir KDK yapısı oluşturdu Malkoç…
Öğrencisi, işçisi, memuru, polisi, askeri, engellisi açıkçası bu
ülkede herkesin dertleri ile dertlenen ve çözüm üreten bir kurumu
insanlar Malkoç ile keşfetti.
Sadece yurt içinde değil;
Yurt dışındaki gurbetçilerimizin yaşadıkları ülkelerde uğradıkları
haksızlıklar karşısında başvurabilecekleri bir kurum gerçeğini
ortaya koydu…
O nedenle Kamu Denetçiliği Kurumu’nu Ombudsman Şeref Malkoç’tan
önce ve sonra diye ikiye ayırmak gerek…
KDK artık ağırlığını koyuyor varlığını hissettiriyor…
Sözü dinleniyor…
Sadece karar almıyor aldığı kararı uygulatıyor…
KDK, Malkoç ile çok şey değişti. Varlığını insanlar
doğru dürüst bilmezken son iki yılda bilinirlik oranı yüzde 70’leri
aştı…
Çok iyi bir hukuk adamı olması özelliği ile de Malkoç, KDK’yı
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuralar benzeri bir yapıya
kavuştu…
2019’nun ilk üç ayında başvuru sayısı yüzde 82 arttı. Geçen yıl ilk
üç ayda başvuru sayısı üç bin iken, bugün yedi bini aştı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin halk ile buluşmasında en
önemli hizmet ayağı KDK olmaya başladı..
3 ayda 7’ binin üzerinde insanın dertlerine çare aradığı
bir hizmet kapısı olmak kolay mı?
KDK Kamunun gülen yüzü olmayı başarırken insanların gözü
kulağı dili olmak hayaldi gerçek artık…
Yapılan başvurular karşısında KDK’nın aldığı kararlara
kurumların uyma oranı 2019’da yüzde 89’a yükseldi…
Müthiş bir rakam…
Çünkü hakkın teslimi için aldığı kararın uygulanması noktasında
peşini bırakmayan bir Kamu Denetçiliği Kurumu var artık.
Hangi meslekten olursa olsun insanların uğradıkları haksızlıklar
karşısında sığınacakları bir liman ve kimsesizlerin kimsesi olmayı
başaran, devletin şefkatli yüzünü gösteren bir KDK var…
Öyle ki insanların sorunlarını dinlerken duygulanan ama onların
hakkını hukukunu korudukları, dertlerine derman oldukları için
yüzleri gülen bir KDK kadrosu var...
Bu durumu onların ağzından duymanızı isterdim…
Ben yaşadım…