Bu başlıkları sıralaya biliriz, uzatabiliriz, çoğalta biliriz. Burada ısrarla anlatmak istediğimiz şu, bu ülkenin kotlarıyla oynamak adına o kadar çok malzeme buluyorlar ki.
Siyaset yapan biri camiyi, dini, din görevlisini kullanıyor, din görevlisi de kendisini kullandırtıyor.
Diyanet, iman ve hakikatler noktasında ülkenin manevi zırhını kuşanması gerekirken, birileri dini, diyaneti kendi kavgasına meze yapıyor.
Okullarda eğitim verilmesi gerekilirken, en iyi eğitim, en iyi öğrenci, en iyi okutman, en iyi yönetici kademesi oluşturulup ülke menfaatleri adına kollar sıvanması gerekilirken,marjinal örgütlerin, terör yuvalarının ana üstü haline getiriliyor.
Avrupa’ya on bin km mesafede olan Kâbe, Fransız’ın, İngiliz’in, masasında islamofobitezgâhı için malzeme ediliyor.
Dikkat edersek, Hristiyanlar için Müslümanların en ufak bir cümle tasarrufu olmuyor, olmamalı da, Hak din mensubu olan bireylerin tebliğ etme yöntemlerinin yanında, İslam’ın güzelliklerini anlatması gerekilirken içimizdeki marjinalist akıl sayesinde, bizi iki zıt kutup haline getirmeyi sayemizde beceriyorlar.