Konu beslenme olunca sorular da, tereddütler de kolay kolay bitmiyor. Sizden gelen soruların çoğunu da ortak ve bildik bazı tereddütler oluşturuyor. Bugün sayfamızı daha önce de yanıtladığımız sorularınızın yanıtına ayırdık. Buyurun...
Karpuz mu, kavun mu?
Kavun ve karpuz manav tezgâhlarında çoğalmaya başladı. İyi de
oldu. İkisi de mükemmel birer yaz meyvesi. İkisi de sağlıklı. Benim
favorim karpuz. İlk nedenim de karpuzun güçlü bir “likopen” bombası
olması. Su içeriğinin yüksekliği, posa yapısının zenginliği ise
karpuzun diğer avantajları.
Karpuz, kavuna en büyük farkı da kırmızı kısmının bitip beyaz
bölümünün başladığı noktadaki “sitrulin” sayesinde atıyor! Peki, bu
sitrulin de neyin nesi? Ne işe yarıyor?
Sitrulin bedenimize girince “arginin”e dönüşüyor. Arginin ise en
güçlü damar genişleticilerden biri. Müthiş bir “nitrik oksit”
üreticisi. Nitrik oksit damar dostu doğal bir mucize. Cinselliği de
güçlendiriyor. Sözü uzatmaya gerek yok, karpuzun bu bölümünde “mavi
ilaç”takine benzer marifetleri var!
Kavuna gelince... “Karotenoid” içeriği karpuzdan daha fazla. Bu
nedenle en sarılarını yemenizi tavsiye ederim. Kavunda B grubu
vitaminleri, özellikle niasin (B3) ve B1 vitamininde bol olduğunu
unutmayın.
Nohut mu, fasulye mi?
Nohuttan vazgeçmeyin, onu da sevin ama gelin önceliğinizi kuru
fasulyeye verin. Tamam, kabul ediyorum, pişirmesi biraz uzun sürer.
Tamam, haklısınız “gaz meselesi” hep vardır. Ama ikisinin de çözümü
var. İsterseniz önce gaz sorununun nasıl çözüleceğini
anlatalım.
Pişirmeden önce fasulyeleri suda bekletin. Daha sonra bir güzel
yıkayıp iki-üç dakika yeniden kaynatın. Takiben ateşi kapatıp
birkaç saat aynı suda bekletin. O suyu dökün. Üzerine yeniden temiz
su ekleyip pişirmeye devam edin. Pişirme süresini kısa tutmak
içinse düdüklü tencereyi tercih edin.
Küçük bir hatırlatma: Düdüklü tencerede pişirilmiş fasulyenin daha
az gaz yaptığı da biliniyor.
Gelelim “fasulyenin nimetlerine”. Öncelikle protein içeriği yüksek.
Bir bardak fasulyede ortalama 15 grama yakın protein var. Fasulye
proteininin bir özelliği de “lizin” adı verilen aminoasitten zengin
olması. Lisin de sitrulin gibi “karnitin” üretiminde kullanılan bir
aminoasit. Fasulyede bol miktarda B vitamini, en çok da folik asit
var. Magnezyumu, demiri, potasyumu da bol. Posa miktarı çok yüksek,
100 gramında yaklaşık 5-6 gram (günlük ihtiyacın dörtte biri kadar)
posa var.
Nohuda oranla daha az nişasta, daha çok protein, daha fazla değerli
amino asit (lizin), posa, vitamin ve minerali var. “Üstüne biraz da
antioksidan alayım” diyorsanız siyah veya kırmızı fasulyeyi tercih
edin.
Döner mi, iskender mi?
Döner, Türk mutfağının müthiş lezzetlerinden biri. Ayrıca
sağlıklı bir besin olduğu da kesin. Dikine tutularak kömür ısısında
pişirilen et yanmış değilse mutlaka daha sağlıklı. Sağlıklı çünkü
etin yağı kömür ısısında eriyip akıp gidiyor, geriye damak çatlatan
bir lezzet kalıyor.
“İskender”e gelince... O, dönerin daha geliştirilmişi, farklı
yorumu. Üzerine eklenen yoğurt dönerin lezzet ve besin değerini
güçlendiriyor.
Önerim; ikisinde de alta yerleştirilen pideleri pas geçmeniz, en
azından birkaç parçası ile yetinmeniz ve tabii ki üzerine eklenen
tereyağının dozunu abartmadan yemenizdir.