Kolajen bedenimizde en çok bulunan proteinlerden...
“Tutkal” anlamına gelen “kólla” kelimesinden türetilmiş ismi
nedeniyle onu bir çeşit “yapıştırıcı” gibi de düşünebilirsiniz.
Başta kemik, deri, kas, tendon ve bağlar olmak üzere göz ve dişler
dahil hemen her organın en önemli yapı taşlarından biri.
Doku, organ ve yapılara esneklik, direnç, hareket serbestliği ve
dirilik verir, onları bir arada tutar. Kolajen aynı zamanda
bağırsakların astarında da (içyüzü) bulunur. Genel sağlık kadar
sindirim sağlığında da önemli olduğunu biliyoruz. Son yılların en
gözde takviyesi oldu. Bunu da fazlasıyla hak ediyor. Zira cilde,
göze, kasa, kemiğe, kirişe, ekleme, kısacası hemen her yere destek
oluyor.
Bugün ve yarın “8 soruda kolajen” başlığıyla önemli bilgiler
aktaracağız. Umarız faydalanırsınız...
Kolajen ne işe yarar?
Kolajenin bir değil, birçok görevi var. Temel görevi bedene
dokusal destek sağlamak, cilde yapısal güç, esneklik ve sağlamlık
kazandırmak. Bir diğer görevi ise doku ve organların canlı ve esnek
kalmasına yardımcı olmak.
Dokuların onarımında, kemik ve cilt dokusunun şekillenmesinde de
önemli görevleri var. Bu özelliklerinden dolayı da son yıllarda
besin takviyesi endüstrisinin ve anti-aging pazarının lideri ve
gözde ürünü.
Kaç tip kolajen var?
Bir değil, birden çok ve farklı kolajen stoğumuz var. En az 16
tip kolajen söz konusu. Sayıyı 24’e kadar çıkarmak bile mümkün!
Yaygın olan dört ana çeşit ise; Tip I, II, III ve IV kolajendir. Bu
dört farklı kolajenin üstlendikleri ortak ve farklı görevlere
gelince...
Tip I: Vücut kolajeninin yüzde 90’ına yakınını bu oluşturur. Yoğun
olarak paketlenmiş sıkı liflerden oluşur. Cilt, kemik, tendon,
fibröz kıkırdak, bağ dokusu ve dişlere yapı kazandırır.
Tip II: Daha gevşek paketlenmiş liflerden yapılıdır. Eklemleri
birleştiren elastik kıkırdakta bol bulunur. Eklem kıkırdağının
muhafızlarından biridir.
Tip III: Kasların, organların ve arterlerin yapısını destekler.
Damarlara elastikiyet, kaslara güç verir.
Tip IV: Cilde sıvı filtrasyonu için yardımcı olur ve en çok da
cildin derin katmanlarında bulunur.
Yaşlandıkça, vücut daha az ve daha düşük kalitede kolajen
üretir.
Bu nedenle yaş aldıkça cildiniz canlılığını ve esnekliğini
yitirmeye başlar. Kıkırdak da yaşla birlikte zayıflar. Bunun
anlamı, yaş ilerledikçe daha çok kolajen korumasına ihtiyaç
duyduğumuzdur.
Neden kolajensiz olmaz?