Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Aman dikkat kısırlaşıyoruz!

Spermlerdeki sorun sadece sayısal da değil, üretilen spermlerin yapısal sorunları da var ve bütün bunlar “görev hatası” ile neticeleniyor. Geçen hafta yayımlanan bir toplu değerlendirme raporu ile sperm sayısındaki...

01 Ağustos 2017 | 686 okunma

Spermlerdeki sorun sadece sayısal da değil, üretilen spermlerin yapısal sorunları da var ve bütün bunlar “görev hatası” ile neticeleniyor. Geçen hafta yayımlanan bir toplu değerlendirme raporu ile sperm sayısındaki azalmaya yeniden dikkat çekildi. Raporda “Spermlerimizin yarısı kayıp” denildi ve bu durumun eğer tedbir alınmazsa “insanlığın sonu” olabileceğine vurgu yapıldı.
Sperm sayısındaki bu düşmede stres-depresyon sarmalının, çevre kirliliğinin (toksik kimyasallar), alkol ve sigaranın, obezite salgınının ve tabii ki dizüstü bilgisayarların etkisi olduğu biliniyor. Özellikle dizüstü bilgisayarlar, yaydıkları “ısı” ile yumurtalıklarda sperm üretimini ciddi ölçüde baskılayabiliyor.

İyi yaşa, iyi yaşlan!

Sıdıka hanım, eşim Mihriban’ın annesi. Sıdıka annenin 91’inci yaş gününü Bodrum’da geçen hafta kutladık. Bakın o kutlamanın sonrasında ona neler anlattım...
“Yaşlılık, yaşadıklarımız ve yıpranmalarımızın toplamı. Bu kesin.
Kalitesini genetik mirastan çok yaşam tarzı seçimlerimiz belirliyor. Bu da kesin.
Şu bilgileri de unutmamalı: Yaşlılık bir küçülme ve azalma süreci. Ama yaşlılık asla ağrılara razı olma ve/veya bitkinliğe, halsizliğe, yorgunluğa, uykusuzluğa, bellek kaybına teslimiyet hali değil.
Eğer iyi yaşayıp iyi yaşlanmayı becerebilirseniz geçireceğiniz ufak tefek ve seyrek sağlık sarsıntıları dışında ciddi bir sorun yaşamadan son nefesinize kadar keyifli ve huzurlu, dinç ve formda bir ömür sürebilirsiniz.
Bütün mesele kendinize iyi bakmanız, sağlığınızla ilişkili sorumluluklarınızı üstlenmenizle ilgili ve yaşam tarzınızdaki iyi değişimleri zamanında yapmanızla bağlantılı.
Unutmayın, yaşlıların karşılaştığı sağlık sorunlarının çoğu kronik kompleks hastalıklar.
Çoğu yaşlının ya romatizmal sorunları, ağrıları, ya kalp-akciğer yetmezliği yorgunlukları, ya damar kireçlenmesi ya da unutkanlıkları var.
Çok az sayıda yaşlı ise paçasını kansere kaptırıyor. Ama kronik sağlık sorunlarıyla da bilinçli bir sağlık riski analizi yapıp uygun değişimleri devreye sokarak mücadele etmek mümkün olabiliyor.
Siz 30 yıldır bu işi düzgün yaparak kendinizi buralara taşıdınız. İnşallah da hep böyle sağlıklı ve güçlü kalırsınız.”

Tarçın, kan şekerini nasıl dengeliyor?

Şu kesin: Tarçın zerdeçalla birlikte son yılların en gözde baharatlarından biri. Müthiş bir baharat mucizesi. Popülaritesini de öncelikle kan şekerini dengeleyici gücünden alıyor. Bu gücü nedeniyle de zaten insülin direnci ve bununla bağlantılı kilo sorunları ve Tip2 diyabetle mücadelede kullanılıyor.
Tarçına bu yeteneği Peroksizom proliferatör aktive reseptör (PPAR) ile olan ilişkisi sağlıyor.
Tarçın bir PPAR alfa ve gamma reseptörü benzeri/eşdeğeri/taklitçisi gibi davranarak insülin sinyallerinde kolaylık sağlıyor. Bu süreç de insülin-şeker ilişkisini daha düzenli hale getiriyor.
İşte bu nedenle yemek sonrası içtiğiniz çaya ya bir çubuk tarçın atın ya da bir çay kaşığı kadar tarçın ekleyin. Tarçını diğer besinlerde daha sık kullanmak için bilgilenmeye gayret edin.

Magnezyumu önemseyin

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Biyolojik yaşınızı siz belirleyin 21 Kasım 2024 | 616 Okunma Gerçek yaşınız ‘biyolojik yaş’tır 18 Kasım 2024 | 723 Okunma En iyi egzersiz hangisi 16 Kasım 2024 | 1.177 Okunma Sırada ‘yaşlanma tsunamisi’ mi var 14 Kasım 2024 | 385 Okunma Şüpheci olun 07 Kasım 2024 | 495 Okunma