Şu kesin: Güzellik ve gençlik zorla olmadığı gibi hyalüronik asit aşısıyla da olmaz!
Hyalüronik asit, destek dokumuz ve cildimizin önemli maddelerinden biri. İsmi de Yunanca “cam” anlamına gelen hyalos sözcüğünden üretilmiş.
Sadece ciltte değil bağ dokusunun her yerinde özellikle de eklemlerde mühim görevler üstleniyor, eklemlere kayganlık yani hareket kolaylığı sağlıyor.
Bu nedenle de ilaç firmaları tarafından üretilen hyalüronik asit ürünleri romatizmalılarda eklem içine enjeksiyonla uygulanıyor.
Uygulamaların ağrıları azalttığı, kayganlığı artırıp eklem fonksiyonlarını iyileştirdiği kesin.
Hyalüronik asidin sık kullanıldığı alanlardan birisi de cilt sorunları.
Cildi koruyor. Nemlendirip kadifemsi bir kıvam veriyor.
Hatta biraz da sıkılaştırıyor.
Detaylar için buyurun...
Cilde nemi o sağlıyor
Hyalüronik asitli ürünler; haplar, krem, serum veya damlalarla cilde uygulanıyor. Bu tür kullanımlarda cildi nemlendirip yaşlanma hızını az da olsa yavaşlatıyor. Kullanımı sadece bunlarla sınırlı değil.
Kırışıklıkları azaltmak ve dolgu maddesi olarak da cilde doğrudan enjeksiyonla verilebiliyor. Bu amaçla geliştirilmiş çok güzel ürünler var.
Peki ya aşılama (!) meselesi neyin nesi? Yani “H-Aşısı” diye pazarlanan şekli ne?
Emin olun ben de yeni duydum. Kliniğe gelen bir hastam hyalüronik asit içeren bir cilt aşısı yaptırdığını, bu uygulamaların gençlik aşısı etkisi sağladığını söyledi. Pazarlamanın böylesi gerçekten ilginç ve gülünçtü.
Hyalüronik aside kıymayalım!