EĞER doktorsanız şu kural pek değişmez: Katıldığınız her
toplantıda konu döner dolaşır sağlık konularına da gelir.
Süreç genelde “Ne yiyelim, içelim?” muhabbetiyle başlar, ardından
kişisel sorular devreye girer. Geçen akşam da öyle oldu. Önce “Chia
mı, keten tohumu mu?” gibi sorular konuşuldu. Sonra da geçen hafta
beyin MR’ı yaptıran arkadaşımız inceleme sonrasında doktorların
“beyninin küçüldüğünü” söylediklerini anlattı. Şaşırmış, üzülmüş,
doktorlara “Neticede ne olur?” diye sorduğunda “Belleğiniz
zayıflar” yanıtını almıştı. Sanırım daha iyi bir haber almak
umuduyla bana şu soruyu yöneltti: “Osman hocam, yaşlandıkça
beynimiz küçülür mü?” Bakın ona neler anlattım.
BEYİN DE KENDİNİ YENİLEYEBİLİYOR
30-40 yıl öncesine kadar beynimizin sadece çocukluk/gençlik döneminde yeni beyin hücresi üretebildiği, rakamın bir süre sonra sabitlenip yaşlılık virajına girdikten sonra da azalmaya başladığı kabul ediliyordu. Dolayısıyla da “öğrenme, düşünme ve hatırlama” kapasitemizin yaşlandıkça düşeceği ve bunun normal kabul edilmesi gerektiğinin altı çiziliyordu. Klasik görüş budur, aşağı yukarı da doğrudur. Ama yeni bazı bulgular bu görüşün en azından yüzde yüz geçerli olmadığını gösteriyor. Beyin de az ya da çok ama bir şekilde kendini yenileyebiliyor. Beynimiz yaşlılık döneminde bile az da olsa nöron üretebilme kapasitesinde. Bu onun da bir miktar plastiklik/plastiside yeteneği olduğunun işareti.