"Taş gibi sağlamım" diyen çok az kişi var. Neredeyse herkes sağlık
sorunlarından yakınıyor. Peki neden böyle? Neden herkesin ufak
tefek de olsa bir şikâyeti, bir problemi var?
Etrafınıza dikkatle bir bakın. “Taş gibi sağlamım” diyen ne kadar
az insan kaldı! Çoğumuz ya hasta ya da sağlık sorunlu. Bazılarımız
tekrarlayıp duran nezle-grip ataklarından, uzayıp giden
sinüzit-bronşit sorunlarından, bazılarımız orasında burasında
tekrarlayıp duran döküntü ve kaşıntılardan, bazılarımız da anlamsız
bir yorgunluk, gereksiz bir bitkinlik, tekrarlayıp duran baş
ağrıları ya da baş dönmeleri veya sersemliklerden yakınıyor.
“Gazım var, şişkinliğim var, bir gün kabızsam bir gün ishalim,
reflüden, gastritten başımı kaldıramıyorum” diyenlerin sayısı da
bir hayli fazla. Eklem ve kas ağrılarından yakınanlardan, gece
uykuları kramplarla, ayak yanma ve uyuşmalarıyla bölünenlerden
bahsetmek bile istemiyorum.
Peki, sorun ne? Ne oluyor da hemen herkesin ufak tefek de olsa bir
şikâyeti, bir problemi var? Ve hatta bunlardan bazıları dertlerine
çare bulmak için o doktor benim, şu hastane senin dolaşıp
duruyorlar?
Bu soruların farklı yanıtları olsa da en önemlisinin “inflamasyon”,
yani için için yanan bir “yangın” veya “yangı” durumu olduğu kesin
ve emin olun ki “kronikleşen inflamasyon sorunu” son derece kötü,
can sıkıcı ve büyüyen bir süreç olma yolunda hızla ilerliyor. Bu
yangın bizi hasta ediyor, yorgun, bitkin düşürüyor.
Peki, neden ve nasıl gelişiyor bedenimizdeki yangın benzeri, içten
içe sürüp giden ve neticede bizi bizden eden bu bitip tükenmez
kavga? Merak ediyorsanız buyurun...
İnflamasyon ne yapıyor