Probiyotik zengini içeceklere ilgi bu yıl çok fazla. Bu grupta
turşu suları, kefir de var ama en çok tercih edilenler şalgam ve
boza.
Şalgamın kalorisi bozadan daha az, antioksidan gücü ise daha fazla.
Buna karşılık bozanın probiyotik gücü şalgamdan daha fazla.
Tercihinizi buna göre yapmalı, “daha çok probiyotik” diyorsanız
bozaya, “bana probiyotikle birlikte antioksidan da lazım”
diyorsanız şalgama öncelik vermelisiniz.
Bir küçük not daha:
Şalgamda bozadan daha az kalori olduğunu da bir kenara özenle not
edin.
Kabak çekirdeği mi ay çekirdeği mi?
Boza mı, şalgam mı sorusunun hemen ardından “Kabak çekirdeği mi,
ay çekirdeği mi?” sorusunu görünce emin olun pek sevindim. Çünkü bu
gibi sorular beslenme konusunda oldukça önemli mesafeler
aldığımızın kanıtı.
Gelelim sorunun yanıtına... Çekirdeklerin hepsi birer sağlık
mucizesi. Kabak ve ay çiçeği çekirdeği ile bile yetinmeyin, listeye
mutlaka karpuz çekirdeğini de ekleyin derim.
Çünkü 2018’in sağlık trendleri arasında karpuz çekirdeği ön
sıralara daha şimdiden yerleşmiş durumda.
Kabak ve ayçiçeği çekirdeği arasındaki farklara gelince: Ay
çekirdeğinde daha fazla E vitamini var. Yarım fincan ayıklanmış
ayçiçeği günlük E vitamini ihtiyacınızın en az yarısını rahatlıkla
karşılar. Kabak çekirdeğini ise protein ve arginin gücü ön plana
çıkarıyor. Özellikle arginin gücü mühim bir tercih sebebi.
Biliyorsunuz arginin önemli bir nitrik oksit salgılayıcısı. Arginin
kazanımınız arttıkça damarlarınızda dolaşan nitrik oksit oranı da
artıyor. Daha fazla nitrik oksite sahip olmaksa neredeyse bir
“damar bayramı” anlamına geliyor.
Küçük bir uyarı: Çekirdeklerin hepsi -maalesef- yüksek kalorili
besinler. Tüketirken ölçülü olmak ve günlük miktarı 30 gramla
sınırlamak lazım.Biliyorsunuz 30 gram ayçiçeği veya kabak çekirdeği
ya da fındık, fıstık veya bademde toplam 200 kalori var.
Temizlik ürünleriyle bedeninizi kirletmeyin
Temizlik, daha doğrusu hijyenik bir yaşam tabii ki sağlığımızın
vazgeçilmezlerinden. Ne var ki çok sayıda toksik kimyasal, alerjen
ve tahriş edici madde içeren ürünlerin kullanımını da abartmamak
lazım.
Özellikle çocukların aşırı ve gereksiz hijyenik çabalara bağlı
toksik kimyasal maruziyeti nedeniyle ciddi risk altında olduğu
unutulmamalı.
Bu ürünlerin içinde
bulunan triklosan, paraben, dioksin, problenglikor, sodyum lauril
sülfat gibi maddelerin sağlığa korkutucu zararları var, dikkatli
olun.
CRP’niz yüksekse dikkatli olun