Cilt kuruluğundan kurtulmak için birçok takviyeden yararlanabilirsiniz.
Cilt kuruluğu kadınların en çok yakındıkları sorunlardan biri.
Öyle ki, yaşı 40’ı geçen her üç kadından en az biri cilt
kuruluğundan yakınıyor. Sanılanın aksine kuruluğun nedeni sadece az
su içmek değil. Kansızlık, tiroid tembelliği, genetik nedenler,
hormonal eksiklikler, metabolik sorunlar da cilt kuruluğu
yapabiliyor. Bu gibi durumlarda o hastalığı tedavi etmeden kuruluğu
gidermek de mümkün olmuyor. Peki başka bir şeyler yapılamaz mı?
Tabii ki yapılabilir.
Mesela bir evening primrose oil (gece sefası bitkisi yağı)
desteğinden faydalanılabilir. Bu destek, yapısındaki gamma linoleik
asit sayesinde cilde nem pompalayabiliyor.
İlk 1 ay günde iki kez 500 mg, sonraki 2 ay günde bir kez 500
mg’lık dozlar ihtiyacınızı karşılayabilir. Hyalüronik asit hapları
da aynı faydayı verebilir.
Doğru seçilmiş “şekersiz” kolajen hidrozilatları (ya da peptidleri)
ile de iyi sonuçlar alabilirsiniz. Cilt takviyelerinde ilk önerim
kolajendir. Tip 1 ve tip 3 kolajen peptidleri ciltte çok iyi
çalışır.
Glutatyon takviyeleri de cildi parlatır, rengini açar, lekeleri
önler ve nemlendirip destekler. Bir başka önerim de alfa lipoik
asit.
O da glutatyonu çoğaltarak nem oranını artırabiliyor. Listeye C
vitamini ve koenzim Q10’u da ekleyin. Ve bu son ikilinin de tıpkı
alfa lipoik asit gibi glutatyon üzerinden etkili olduğunu da bir
kenara not edin. Peki bu takviyeleri nasıl kullanacağız?
Önerim işe kolajenle başlamanız. Sonraki süreci glutatyon ile
takviye etmeniz. Sonrasında bir alfa lipoik asit kürü yapılabilir.
O kür bittikten sonra bir süre C vitamini-koenzim kullanılabilir.
Bir 3 ay sonra yeniden kolajene dönülebilir. Yani yılda en az iki
kez 3 aylık kolajen kürü yapılmış olur. Hiçbir zaman ikiden fazla
kombinasyon yapılmasını önermem.
CİLDİM KAÇ YAŞINDA?
Herkesin yaşlanma hızı farklıdır. Aynı kişinin organları bile
farklı hız ve dozda yaşlanır. Bu nedenle de bilinenin aksine
herkesin cildi de aynı hızda yaşlanmaz.
Cildimizin nasıl yaşlanacağına da sadece genlerimiz karar vermez.
En az genler kadar iç ve dış etkenlerin de rolü var.
Cildi içten yaşlandıran faktörlerin en başında aşırı şeker tüketimi
geliyor. Şeker tüketimi arttıkça kan şekeri yükseliyor,
insülin-şeker ayarı bozuluyor, vücudun diğer dokularında olduğu
gibi ciltte de “glikasyon” yani “şekerlenme” adı verilen süreçler
devreye giriyor.
Bu süreçler zaman içinde cildi koruyan kolajen desteğinin
bozulmasına ve cildin daha çok dış etkenler de önemli. Sadece güneş
değil, sigara ve hava kirliliği de önemli birer cilt
yaşlandırıcısı.
Dış etkenlere bağlı cilt yaşlanmasını anlamanın en kolay yolu basit
bir “bilek testi” yapmaktan geçiyor. Bu test esasında basit, kolay,
sıradan bir gözlem.
Test için bilek bölgesindeki cildinizin iç ve dış yüzüne bakmanız
yeterli.
Bileğinizin dış yüzündeki güneş gören ve dış etkenlerden fazlaca
zararlanan kuru, pörsümüş, yaşlanmış deri yapılanmasının nedeni dış
faktörlere bağlı hızlı cilt yaşlanmasıdır.
Bileğinizin iç kısmında izlediğiniz neredeyse bebeksi manzara ise
doğal iç yaşlanmanın neticesidir.
CİLT DÜŞMANI İLK BEŞ...
Cilt çok hassas bir organ. Bu hassas organımızın düşmanları da
ne yazık ki pek fazla. Bunlardan ilk 5’i ise cilt yaşlanmasının en
az yüzde 90’ından sorumlu. Eğer onu bu beş zararlıdan uzak
tutabilirseniz cildiniz size minnettar kalır.
◊ Güneş ve sigara: Güneşlenmeyi abartmak, cildi güneşle kontrolsüz
buluşturmak cildinize yapabileceğiniz en büyük fenalıktır. Sigara
ise cildin en büyük düşmanıdır.
◊ Şeker: Ne kadar çok şeker yerseniz cildinizi o kadar hızlı
yaşlandırırsınız.
Aşırı şeker tüketimi cildin ana destek yapısını oluşturan
proteinlerin “şekerlenmesine” yani glikasyonuna yol açıp kolajen ve
elastenin yapışkan ve karamelize bir maddeye dönüşmesine yol
açar.
◊ Un ve nişasta: Ekmeğin ve diğer fırın ürünlerinin, evde
yaptığınız her türlü un içerikli atıştırmalıklar, açma, poğaça ve
böreklerin, kurabiye, pasta ve keklerin, mısır nişastası ve benzeri
kabartma ürünlerinin, patates, puding, cips, bisküvi, kraker ve
benzerlerinin cildinizi yaşlandıran, en zararlı besinler olduğunu
aklınızdan çıkarmayın.
◊ Tuz: Tuzun her türlüsü cilde zararlı ama özellikle rafine tuz
cildin canına okuyabiliyor.
Az miktarda deniz ya da himalaya tuzu ile yetinin ve prensip olarak
tuzdan da en az şeker kadar uzak durun.
◊ İşlenmiş etler ve hazır soslar: Salam, sosis, sucuk ve benzeri
işlenmiş etler ve hatta füme balık ve et ürünlerinin de oldukça
güçlü cilt düşmanları oldukları biliniyor.
Hazır salata sosları, mayonezler, et ve tavuk suları ve benzeri her
türlü hazır sosları da listeye ekleyin.
GLUTENSiZ DiYETLER ZAYIFLATIR MI?