Gelin o soğuk, yağışlı kara kışın karamsarlığını geride bırakıp
içimizdeki cemrelerle beraber şu yeni bahara kucak açalım.
Zor bir kıştan çıktık. Bir sürü nedenle çok da bunaldık. Ama yine
de ve her şeye rağmen önümüze bakacak, “huzurlu hayat”
yolculuğumuzu sürdüreceğiz.
Bu yolculukta bize pek çok şey lazım olsa da “motivasyon”un önemi
bir başka.
Gelecek günlerin daha iyi olacağını düşünmek, gücümüze ve
yeteneklerimize güvenmek, yaşadığımız yeri ve işimizi sevmek,
ilişkilerimizi iyileştirmek ve daha pek çok şey için “motivasyona”
muhtacız.
“Motivasyon da neyin nesi hocam?” derseniz size o basit ve klasik
örneği hatırlatırım:
Bedeninizi bir otomobil gibi düşünün. Ruhunuzu da o otomobilin
deposuna doldurulan yakıt, yani enerji kaynağı olarak hayal
edin.
Otomobiliniz son model ve mükemmel bir araç da olsa, yakıt deposuna
“normal” değil “süper benzin” de koysanız, otomobilinizin harekete
geçmesi için mutlaka kontak anahtarını çevirmeniz gerekir.
“Motivasyon” işte o kontak anahtarı gibidir. “Harekete geç!”
emridir.
Bana sorarsanız “bahar algısı”nın kendisi zaten en güçlü ve etkili
motivasyon araçlarından biri.
Cemrelerin sadece suya, havaya, toprağa düştüğünü de zannetmeyin.
Her baharda benzer cemreler ruhumuza da düşer.