Ömrümüz uzuyor. Bu hepimizi sevindiren olumlu bir gelişme.
Ama bilelim ki ömrümüzün uzayan bölümü gençlik ve orta yaşlarımız değil, hayatımızın yaşlılık dilimi. Eğer kendimize iyi bakmayı beceremezsek, eğer yeteri kadar sağlıklı değilsek net ve açık söyleyeyim, uzun bir ömür düşündüğümüz kadar iyi, güzel ve keyifli bir şey olmayabilir. Yeteri kadar hareket edemeden, dostlarla neşeyle savrulup gülemeden geçirilen bir yaşlılık dönemi/uzun ömür bize huzur ve mutluluk vermek yerine farklı sağlık sorunlarına kapı açan sorunlu bir yaşam dönemi de olabiliyor. İşte bu nedenle sadece uzun bir yaşama değil huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir hayata odaklanmak kısacası “ihtiyarlamadan yaşlanmak” temel hedefimiz olmalı. “Peki, nasıl olacak bu iş hocam?” diyorsanız, yanıtı 31 Aralık 2004’te yine Hürriyet’te “MUTLU OLMA SANATI” başlığıyla yayımlanan yazımda da bulabilirsiniz. İsterseniz gelini bu uzun bayram tatili sonrasında şapkamızı önümüze koyalım ve o yazıyı yeniden hatırlayalım.
VARAN 1
KENDİNİZE İYİ BAKIN
İYİ yaşlanmak istiyorsanız her şeyden önce, hemen ve acilen biraz “YAVAŞLAMALI”sınız. Hayatı ıskalamamalı, ona dokunmalı hatta mümkünse sımsıkı sarılmalısınız. Kendinizi de çok sevmeli, şımartıp gurur duymalısınız. En büyük yatırımlarınızı kendinize, beden ve ruh sağlığınıza yapmalısınız. Hücrelerinizin her birini önemsemeli, doku ve organlarınızın her birine saygılı davranmalısınız. Kısacası iyi yaşlanmak için her şeyden önce sağlığınızı korumaya odaklanmalısınız.