Demir eksikliği yaygın ve mühim bir sağlık sorunu. Sadece kansızlık yapmıyor. Yalnızca saçınızı, tırnağınızı, cildinizi güçsüz bırakmıyor. Belleğinizi de bozabiliyor. Çocuklarda da bedensel gelişmeyi yavaşlatıp zekayı olumsuz yönde etkiliyor.
Demir, her hücrenin ihtiyaç duyduğu bir madde. Özellikle kan
hücreleri oksijen taşıma görevlerini yerine getirebilmek için
yeteri kadar demiri mutlaka bulmak zorunda.
Zira kan hücrelerindeki hemoglobinin esas yapısını demir
oluşturuyor.
Ayrıca beynin, kalbin ve daha pek çok organın da demire ihtiyacı
var.
İhtiyaç duyduğumuz demir miktarı ise öyle zannedildiği kadar fazla
değil.
Yetişkin bir insanda topu topu 5 gram demir var.
Ne var ki çoğumuz bu kadarını bile temin edemiyoruz.
Uzmanlara göre dünya nüfusunun üçte biri demir eksikliği çekiyor.
Beşte biri de demir eksikliğine bağlı kansızlık probleminin tehdidi
altında.
Kısacası demir zengini besinler ve demir noksanlığı sorunu hakkında
bilgi sahibi olmamız, bu konuda daha hassas davranmamız şart.
Bunu sadece kendimiz için değil, çocuklar ve yaşlılar için de
vazgeçilmez bir görev saymalıyız.
Lütfen aşağıdaki notlara da bir göz atıp “demir eksikliği”
konusunda daha dikkatli davranın.
5 mühim demir notu
◊ Demir eksikliğini anlamanın tek ve güvenli yolu var: Kan
analizleri yaptırmak ve demir ile ferritini izlemek.
◊ Sadece hemoglobin ve hematoklit değerlerine bakarak bile demir
eksikliği hakkında fikir edinmek mümkün.
◊ Buna rağmen hemogram testi size de, bize de demir depolarınızın
ne durumda olduğunu tam olarak göstermez, gösteremez.
◊ Demir depolarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek istiyorsanız kan
demir seviyelerinizle birlikte demir bağlama kapasitenizi,
transferrin saturasyon yüzdenizi, daha da önemlisi ferritin
seviyelerinizi de bilmeniz, bilmemiz lazım.
◊ Tabii ki son değerlendirmeyi ve tedaviyi siz değil, doktorunuz
yapmalı.
Aşısız olmaz!
Mikrobik hastalıklardan korunmanın yolu öncelikle onlara karşı
güçlü bir bağışıklık kazanmaktan geçiyor.
Biyolojik bağışıklığın en etkili yolu ise düzenli bir aşı programı
sürdürmekle ilişkili.
Halen kullanımda olan pek çok aşı var. Bunlardan bir kısmı zorunlu
aşılar. Bunların da genelde daha çocukluk çağında tamamlanmış
olmaları gerekiyor.
Aksi takdirde kısa bir süre sonra o bölge veya ülkede kızamık,
suçiçeği, kabakulak, tetanos ve daha çocukluk çağı hastalığı
salgınları başlıyor.
Kısacası zorunlu aşılar mutlaka yapılmalı, aşısız olmuyor.
İsteğe bağlı aşılar hangileri?