80'li yılları 3 yıl önce geçen bir hanımefendiyi yıllardır keyifle izliyorum. Maşallah zıpkın gibi. Her gün 3 km yürüyor. Beyni pırıl pırıl. Kalbi saat gibi çalışıyor. Sosyal bir kulübün başkanlığını yürütecek kadar aktif. İşte o hanıma son görüşmemizde söylediğim 3 mühim öneriyi bugün yaşı 50'yi geçen herkese yeniden hatırlatmak istedim.
İYİ yaşlanmak isteyen herkesin özellikle 50’li yıllardan sonra
“düşmeme, üşütmeme ve tembellik etmeme”de dikkatli ve kararlı
olmaları lazım.
Nedeni şu…
Basit bir “düşme” onlarda ciddi yaralanma, kırıklar ve sakatlıklara
yol açabiliyor.
Neticede yatağa düştüler mi çıkmaları –maalesef- kolay olmuyor.
Yine bu yaş grubundakilerde sıradan bir “üşütme” önce nezleydi,
gripti derken ağır bir zatürre ile sonuçlanabiliyor
(Gençliğinizde 2-3 günde ayakta atlatabildiğiniz basit bir soğuk
algınlığı, altmışlardan sonra ağır bir zatürre depremine dönüştüyse
“Hoş geldin yaşlılık!” diye yazan ANDRE MAUROIS çok haklıdır).
YAN GELİP YATMAK YASAK
Diğer taraftan yaşlanınca “tembellik etmek” de çok kötü bir
seçim.
“Yaşlandım artık” diyerek bir kenara çekilmek, beyni, eklemleri,
dolaşım sistemini paslanmaya terk etmek yanlış bir tutum.