Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Fazla mı abartıyoruz

Evet bazen fazlaca abartıyor, bir şeyin iyiliğini anlatırken de, kötülüğünden bahsederken de kantarın topuzunu kaçırıp iflah olmaz bir abartma şampiyonuna dönüşebiliyoruz.Diyelim ki konu ekmek-sağlık...

01 Nisan 2017 | 868 okunma

Evet bazen fazlaca abartıyor, bir şeyin iyiliğini anlatırken de, kötülüğünden bahsederken de kantarın topuzunu kaçırıp iflah olmaz bir abartma şampiyonuna dönüşebiliyoruz.
Diyelim ki konu ekmek-sağlık ilişkisi. “Hangi ekmek, ne kadar, ne sıklıkta?” sorularına yanıt aramadan “Ekmeğe elinizi bile sürmeyin” deyip işin içinden çıkıyoruz.
Oysa her ekmek aynı değil. Geleneksel usullerle pişirilmiş bir ekmekten bir dilim yemenin sağlığa öyle ciddi bir zararı filan da yok. Tersine faydası var.
Konu ilaçlar olduğunda da durum aynı.
“Sakın ilaç filan yutmayın, ilaçları ağzınıza değil evinize bile sokmayın” diyebiliyoruz.
Tamam ilaçların yan etkilerinin, toksik etkilerinin olduğu doğru.
Ama hayatımızın pek çok alanında bizi hastalıklardan koruyan veya hastalıklarımızı tedavi eden de çoğu zaman o ilaçlar değil mi?
Benzer ve ama tersi bir durum doğal destekler için de söz konusu. Sağlığımıza ilişkin her problemi otla, çöple (yani bitkisel haplarla) halledebileceğimizi düşünüyoruz.
Oysa bunlar dikkatli kullanılmadıklarında ilaçlardan çok daha toksik, çok daha zararlı olabilen, karaciğere, böbreğe çok daha fazla hasar verebilen zehirlere dönüşebiliyor.
Yorgunluk ginsengle geçmez depresyon turşuyla iyileşmez!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Biyolojik yaşınızı siz belirleyin 21 Kasım 2024 | 616 Okunma Gerçek yaşınız ‘biyolojik yaş’tır 18 Kasım 2024 | 728 Okunma En iyi egzersiz hangisi 16 Kasım 2024 | 1.177 Okunma Sırada ‘yaşlanma tsunamisi’ mi var 14 Kasım 2024 | 385 Okunma Şüpheci olun 07 Kasım 2024 | 495 Okunma