Önce şunu iyi bilelim: Bedenlerimiz gibi metabolizmalarımız da “fabrikasyon” imalatlar değil. Metabolizmaları birbirinden farklı düzende çalışan insanlarız. Bir başka deyişle “fabrika ayarlarımız” farklı, “kullanım bilgilerimiz” çeşitli. Bu nedenle herkes “günde üç öğün” yemek zorunda, “aksini yapanlar hasta olur” diyen de; “günde iki öğün” yemek zorundayız şeklinde fetva veren de; “en iyisi altı öğündür, bu metabolizmamızı da hızlandırır” düşüncesinde ısrar eden de “külliyen” haklı değil. Hepsinin doğru olabileceği farklı bedenler var. Kısacası başlıktaki sorunun yanıtı birden fazla. Peki, değişmeyen, sadık kalmamız gereken bazı beslenme kuralları yok mu? Tabii ki var. Detaylar için buyurun...
İLK 5
BESLENMEDE VAZGEÇİLMEZLER NELER OLMALI?
- Yeterli miktarda yenmeli. Ne çok az ne de çok fazla.
- Yaşlandıkça “daha az ve öz beslenme” hayata geçirilmeli. Yükte hafif pahada ağır besinler tercih edilmeli. Hayvansal besinler azaltılıp bitkisel gıdalar çoğaltılmalı.
- Dengeli beslenme kuralı asla ihlal edilmemeli. Ne sadece karbonhidratlara (tahıl, bakliyat, sebze), yalnızca proteinlere (et, balık, tavuk, süt ürünleri) ne de yağlara (zeytinyağı, tereyağı) yüklenilmeli. Tek yönlü beslenmek son derece yanlış bir seçim.
- Beslenme çeşitlendirilmeli. Örneğin hep aynı sebzeler, meyveler, hayvansal ürünler yenmemeli. Bakliyat seçerken “ille de kuru fasulye” denmemeli, mercimek, bezelye, nohut, hatta maş bile ihmal edilmemeli. Sebze seçimleri de mutlaka çeşitlendirilmeli.