Belki bir-iki gün daha yüzünü göstermeyecek ama en az 4-5 ay sürecek güneşli günler başladı. Sevinçliyiz! Bunun bir nedeni de sağlığımız. Güneşli günlerle birlikte hepimizi tehdit eden önemli bir hastalık hazırlayıcısından, ciddi bir sağlık tehdidinden de kurtulmuş olacağız:
D VİTAMİNİ NOKSANLIĞI! Çünkü güneşle buluşmak, özellikle cildi
güneşle buluşturmak sessiz bir salgın halini alan D vitamini
noksanlığının etkin, garantili ve ucuz çözümü. Tabiî ki güneşten
faydalanmayı becerebilirsek. Nedeni şu...
İnsan vücudunda mevcut D vitamininin yüzde 90'ından fazlası güneşin
derimizdeki bir öncü madde ile buluşması sayesinde üretiliyor.
Güneşten gelen mor ötesi ışınlarından UVB'nin etkisi ile derinin
derin tabakalarında depolanmış öncü bir maddeden
(7-Dehidrokolesterol) fotosentez yoluyla D vitamini üretiliyor.
Üretilen bu öncü maddenin (kolekalsiferol) son ürün vitamin D3
haline gelebilmesi için karaciğer ve böbrekte geçirmesi gereken
başka aşamalar da var. Bizim bilmemiz gereken temel bilgiler daha
basit ama neticeyi doğrudan etkileyen şeyler olmalı.
D vitamini eksikliği konusunu bizde en çok gündeme getiren bilim
insanlarımızın başında rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın vardı. Ahmet
Hoca'yı 3 ay kadar önce kaybettik. Bu konuda sadece sizlerin değil,
biz hekimlerdeki bilgilerin bile çoğu ondan öğrenilmiştir. Ben
Ahmet Hoca'nın notlarından da yola çıkarak kısa bir D VİTAMİNİ
özeti hazırladım. Umarım yaz öncesi size bilgilerinizi yeniden
tazeleme fırsatı verir bu notlar. Hazırsanız buyurun...
GÜNEŞLENMEK ŞART!