Kan basıncı dengesi sağlığımızın en önemli belirleyicilerinden ve garantilerinden biri. Bu nedenle kan basıncı rakamlarını normal sınırlar içinde tutabilmek sağlıklı yaşamın ve iyi yaşlanmanın daima ilk sıralarda yer alan önemli bir parametresi. Bilindiği gibi iki ayrı kan basıncı rakamımız var:
“Büyük/sistolik kan basıncı” ve “küçük/diyastolik kan basıncı”. Aslında ikisinin de yükselmesi ve uzun süre yüksek kalması kalp damar sistemlerimiz için önemli bir tehdit. Ama yine de aklımızda hep aynı soru var: Peki, hangisinin yükselmesi diğerinden daha önemli? Biz doktorlar, yıllardır küçük tansiyonun yüksek olmasının daha önemli olduğunu, büyük tansiyondaki zaman zaman oluşan fırlamaların vücut tarafından daha kolay tolere edilebildiğini düşündük. Yani, sürekli yüksek olan küçük tansiyonun bazı doku hasarlarına yol açma riskinin daha büyük olduğu teorisini kabullendik. Fakat bu yaklaşım son yıllarda oldukça değişti. Artık büyük tansiyonun yüksek olmasının da en az küçük tansiyonun yüksekliği kadar önemli olduğunu kabul ediyor, ikisi arasında zarar verme potansiyeli bakımından ciddi bir farkın olmadığını düşünüyoruz. Hatta 50 yaş ve sonrasında, büyük tansiyonun daha önemli bir sağlık risk faktörü olabileceğini kabul ediyoruz. Unutmayın, yaşınız ne olursa olsun sistolik kan basıncınız 13’ten, diyastolik kan basıncınız 9’dan büyük olmamalıdır. İdeal rakam daima 12/8’in altıdır. Küçük bir hatırlatma daha yapalım: Küçük tansiyonunuzun 9’dan düşük, büyük tansiyonunuzun 14’ten yüksek olması, sizde “İZOLE SİSTOLİK HİPERTANSİYON” denen ve çok yaygın görülen bir yüksek tansiyon probleminin olduğunu gösterir.