O hata şu: Hastalıkların sebepleriyle değil sonuçlarıyla savaştık! Hastalıklara yol veren ve bizi hasta eden “SEBEPLERİ” bir yana bırakıp o hastalıkların oluşturduğu “SONUÇLAR” ile uğraştık, onları ortadan kaldırmaya çalıştık. Tabirim hoş görülsün, adeta “rüzgârı bir kenara bırakıp yel değirmenleriyle kavga ettik”. Biraz daha açalım: Sebepler yerine sonuçlara odaklandık. Neticede de şimdilerde çok daha net ve açık olarak görüyoruz ki HATA YAPTIK! Peki neydi o hata, daha doğrusu hatalar zinciri?
KISA BİLGİ
HATA NEREDE
İsterseniz gelin doğrudan ve sözü fazla uzatmadan o hatalardan bazılarına örnekler vererek yola çıkalım: Tansiyonunun yüksek olduğunu belirlediğimiz bir kişide o kişinin “kilo fazlalığı var mı, tuz tüketimi fazla mı, uyku kalitesi yeterli mi, stres patlamaları söz konusu mu, ne yiyip ne içiyor, sigara ve alkol bağımlılığı ne durumda...?” gibi soruların yanıtını aramak, yani “sebeplere” odaklanmak yerine; anında ve süratle “bir tansiyon ilacı yazıp” meseleyi ilaçla çözmeye çalıştık. Yani sebeple değil “sonuçla” uğraştık. Aynı hatayı şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, romatizmal hastalıklar hatta karaciğer yağlanması, safra kesesi taşı ile karşılaştığımızda da sık sık tekrarladık.