Ömrümüz uzuyor, bu kesin. Ömür uzamasının tek sebebinin modern
tıptaki gelişmeler olmadığı da kesin.
Daha temiz, daha hijyenik, koşulları daha iyi bir ortamda yaşamak,
eğitim ve ekonomik düzeyi yüksek bireyler (ve toplumlar) haline
gelmek ve daha pek çok faktör de bu “uzun yaşam” meselesini
etkiliyor.
Ne var ki ömrümüzün uzayan kısmı (maalesef) gençlik veya orta yaş
dönemi değil, yaşlılık bölümü oluyor. Bu da daha fazla yaşlılık
problemi anlamına geliyor. (Bellek sorunu, tansiyon yüksekliği,
şeker hastalığı, eklem problemi, uykusuzluk...)
Yaşlılık problemleriyle mücadeleyi bilmediğiniz zaman da o uzun
yaşam “keyifsiz, problemli, hatta hastalıklı” bir zaman dilimi
haline dönüşüyor.
İşte bu nedenle sadece uzun yaşama değil, iyi yaşama, kaliteli
hayata, iyi yaşlanmaya odaklanmamızda fayda var. Bunun için de
elimizde mucize bir anahtar yok. İşin içine doğru beslenme de
giriyor, yeteri kadar aktif bir hayat sürmek de. İyi uyku da
giriyor, stresten, gerginlikten uzak keyifli bir hayat sürmek de.
Hastalıklardan korunmak da giriyor, sağlık sorunlarını erken ve
zamanında teşhis edip doğru tedaviler olabilmek de.
Bütün bu işleri yaparken bedeni ve ruhu bir arada tutmak, mümkün
olduğu ölçüde de hem “bilimin yol göstericiliğinden” faydalanmak ve
hem de “gelenekselin bilgeliğinden” istifade etmek genel kuralımız
olmalı.
Cildinizi A vitamini ile besleyin
A vitamini öncü maddesi “retinol”, özellikle güneş ışınlarına,
yani UV dalgalarına bağlı cilt hasarlarını engellemede son derece
usta bir molekül. Yaz kremlerinizi seçerken A vitamini zengini
(retinol) olanlarını tercih etmenizde fayda var.
Retinol içeren kremlerin cildin derin katmanlarına ulaşabilme
kabiliyeti ise çok önemli bir avantaj. Retinolün kolajen üretimini
artırdığını, dolayısıyla cilt sarkma ve gevşemelerini de
engellediğini, kısacası cildi sıkılaştırdığını da hatırlatalım.
Plaj sonrası oluşan güneş hasarlarını azaltmak için retinol zengini
kremlerden faydalanalım.