Kahvenin 'sorunu' içerdiği kafein. Makul miktarda tüketirseniz, bu 'sorun' da ortadan kalkar. Ama ne kadar? İşte bu yazıda bulcağınız da tam bu miktar...
Her gün yeni ve farklı bir "beslenme tavsiyesi" ile
karşılaşıyoruz.
Tavsiyeler birbirinden farklı, hatta birbirinin tersi olduğu için
de kafamız karışıyor. Keyifle içtiğimiz kahve de bundan nasibini
aldı.
Kimi çıkıp "kahve safra kesesine zararlı, ülser, çarpıntı yapıyor,
hatta karaciğer, pankreas kanserine sebep olabiliyor" dedi, kimi de
"kahvenin zararı filan yok, çocuklarınıza bile rahatlıkla
içirebilirsiniz" tavsiyesinde bulundu.
İşi biraz daha ileri götürüp "kahve ilaç gibidir, antioksidandır,
uyarandır, enerji verir, belleği korur" deyip sınırsız kahve içmeyi
önerdi. Peki, bunların hangisi doğru? Kim haklı, kim haksız?
RİSK: FAZLA KAFEİN
Her şeyden önce şunu bilmenizi öneririm:
Kahve konusunda da –tıpkı yumurta, tereyağı konusunda olduğu gibi-
bugün haklı olanlar yarın haksız, yarın haklı olanlar öbür gün
haksız olabilirler.
Nedeni şu: Herhangi bir besin hakkında fikir ileri sürenlerin çoğu
yerleşik, genel kabul görmüş, denenmiş bilgilerden ziyade önlerine
gelen yeni bir araştırmanın sonuçlarına bakarak karar ve akıl
veriyor. Oysa genelde doğrular uzun süre aynı kalıyor ve pek
değişmiyor.
Kahvede de doğrular şimdilik aynı.
Kahvenin riski içindeki kafeinin fazlalığı. Ama hem kahve çok
keyifli bir içecek hem de kafeinin "MAKUL" miktarları zararlı
değil. Dahası uyanıklık halini arttırmak, motive etmek, hatta
dinçlik hissi yaratmak gibi bir avantajı bile var (Ben de güne
sabah çayımı takiben mutlaka bir fincan filtre kahve ile
başlayanlardanım).
Peki, sınır ne o zaman?