Bazı kanserler genetik mirasla doğrudan bağlantılı. Örneğin BRCA1 veya BRCA2 genlerinde mutasyon olanlarda, meme ve yumurtalık kanseri görülme riski çok yüksek.
Bazı kanserler genetik mirasla doğrudan bağlantılı. Mesela meme
ve yumurtalık kanseri böyle tümörler. BRCA1 veya BRCA2 genlerinde
mutasyon olanlarda, meme ve yumurtalık kanseri görülme riski çok
yüksek. Bu kişiler ne kadar iyi korunurlarsa korunsunlar meme ve
yumurtalık kanserine yakalanma ihtimallerini yüzde 90'ların altına
düşüremiyorlar.
Böyle olduğu için de bazı kadınlar bu tür genetik bir mutasyonun
varlığını öğrendiklerinde radikal bazı kararlar alma yoluna
gidebiliyorlar. Amerikalı ünlü film yıldızı Angelina Jolie'nin önce
memelerini, sonra yumurtalıklarını aldırmasının nedeni de bu.
Kanser-gen ilişkisi söz konusu olduğunda listeye kalınbağırsak,
mide ve tiroid kanserleri de giriyor. Tiroidin medüler kanseri
tipinde genetik risk yüzde 100'lere kadar çıkabiliyor. Neyse ki
medüler tiroid kanserlerine çok seyrek rastlanıyor.
Sık görülen papiler tiroid kanserinde ise genetik risk yüzde 80'ler
civarında. Böyle olduğu için de kardeşlerden ya da anne-babalardan
birinde papiler kansere rastlandığında diğer aile bireylerindeki
nodüller (özellikle soğuk ve tek nodüller) daha yoğun takibe
alınıyor.
Kısacası kanserlerin bazıları genetik mirasla ilişkili. İşte bu
nedenle "aile hikayenizde kanser var mı, varsa hangi kanserler daha
yoğun, hangileri daha sık görülmüş?" öğrenmenizde fayda var.
Unutmayalım ki tedbir tedaviden daha etkili, kolay ve ucuz bir
seçenektir.