Kardiyo ne yapıyor?
İsterseniz konuya “kardiyo”nun daha doğrusu “aerobik
egzersiz”lerin ne anlama geldiğini hatırlayarak başlayalım. Kalp ve
akciğer sistemlerinin ön planda olduğu, kalp-damar ve akciğer
kapasitesini artırmanın “esas hedef” olarak belirlendiği ve
“oksijen” kazanımının odak noktası olduğu egzersizlere “kardiyo
egzersizleri” ya da aerobik çalışmalar deniyor.
Kısacası bu egzersizler sadece kas kaybını önlemekle kalmıyor, kalp
ve dolaşım sistemini, akciğer kapasitesini de güçlendiriyor. Ek
olarak da hastalık risklerinizi azaltıp ömrünüzü uzatıyor.
En iyi kardiyo egzersizinin de YÜRÜME olduğu biliniyor. Yüzme,
bisiklete binme, tenis, basketbol, golf gibi oyunlar da kardiyo
grubuna dahil edilebiliyor.
Direnç egzersizleri ne sağlıyor?
Eğer hedefiniz daha hızlı hareket edebilen ve bu hareketleri
daha uzun sürdürebilen kaslara sahip olmak ve “kas kaybı” sorununa
bir parça çözüm bulmaksa hedefinize sadece “kardiyo”
egzersizleriyle ulaşabilirsiniz. Ama hedefiniz daha fazla ve daha
güçlü kas dokusuna sahip olmaksa, ağırlığa ve dirence karşı
kaldırma ve taşıma hareketleri de yapmanız yani “direnç”
çalışmalarına da başlamanız gerekir.
Biraz daha iri ve güçlü kaslar daha çok mitokondriye sahip olmak,
daha çok enerji tüketip daha az insülin direnci riski taşımak, daha
güçlü kemik, eklem ve tendonlara sahip olmak demektir. Unutmayın ki
30-40 yaş sonrasında her yıl toplam kas kütlemizin yüzde 1’ini
kaybediyoruz. Bu kayıp nedeniyle yaşlanınca daha yorgun, güçsüz,
dirençsiz, dengesi zayıf, düşmesi kolay birileri haline geliyoruz.
Bu nedenle daha kolay yağlanıp daha zor kilo verebiliyoruz.
Bu önerileri lütfen dikkate alın!
◊ Düzgün ve doğru kayıtları içeren bir sağlık dosyanız
olsun.
◊ Kendi sağlığınızı kontrol altında tutmayı öğrenin.
◊ Herhangi bir değişikliğin erken uyarıcı işaretleri için uyanık
olun.
◊ Sağlığınız hakkında aşırı şüpheci olmayın. “Hastalık hastası”
düzeyinde özen, sağlığınızı bozar.
◊ Aile öykünüzü değerlendirin. Kalıtımsal olarak hangi hastalıklara
eğilimli olduğunuzu bilin.
◊ Risklerinizi bilirseniz, bu riskleri yenmek için en iyi
pozisyondasınız demektir.
◊ Mevcut süren hastalığınız varsa, bunu gözlemek ve uygun tedavi
sizi gereksiz yaşlanmaktan korur.
◊ Doktorunuzla iyi bir iletişim kurun. Tam ve güvenli bir
işbirliğine yönelin. Sık sık doktor değiştirmeyin.
◊ Kullandığınız her ilacı doktorunuza belirttiğinizden emin
olun.
◊ Devamlı veya bazen aldığınız ilaçları ve dozlarını listeleyin ve
doktorunuza kontrole giderken yanınızda götürerek gösterin!
◊ Verilen ilaçları, verilen sürede kullanın. Gereksiz yere uzun
süre veya gerekenden kısa süre kullanmayın.
◊ İlaçlarınızı devamlı aynı eczaneden alın. Eczacınız kullanmış
olduğunuz veya kullanmakta olduğunuz ilaçları kaydetmiş olacaktır.
Sizi ve kullandığınız ilaçları bilen bir eczacı, sizin ve
doktorunuzun gözünden kaçmış ilaç etkileşimleri konusunda sizi
uyarabilir.
◊ Sağlığını gözlemleyen, kendini tanıyan, kullandığı ilaçları bilen
ve sormaktan çekinmeyen, bilgilendirilmiş hasta olun!
(Dr. Michael Roisen’den yararlanılmıştır)