Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Keto diyetlere neden karşıyız?

Bunlar da genelde arkasındaki ürünlerle birlikte “pazarlanan” eski bir diyet çeşididir. Ketoza sokarak zayıflatmayı ilk gündeme sokan ise Amerikalı hekim Dr. Atkins’tir. Dr. Atkins ürün de satardı. Kendisi...

02 Aralık 2017 | 482 okunma

Bunlar da genelde arkasındaki ürünlerle birlikte “pazarlanan” eski bir diyet çeşididir. Ketoza sokarak zayıflatmayı ilk gündeme sokan ise Amerikalı hekim Dr. Atkins’tir. Dr. Atkins ürün de satardı. Kendisi öbür âleme göç etse de ürünleri satılmaya devam ediyor. Fransız hekim Dukan’ınki de öyle oldu. O da ürün pazarlayıp para kazandı. Başka örnekleri yok mu? Var! “Peki siz neden karşısınız ketojenik beslenme modeline?” diye soruyorsanız, buyurun...

İşte 10 sebep

Keto diyetleri neden sevmeyiz?

k Ketojenik diyetler sağlığımızın ciddi ciddi düşmanı da onun için sevmeyiz.
k Bu tür diyetler kaş yapayım derken göz çıkardığı, kas yapayım derken kas yaktırdığı için sevmeyiz.
k Kanser riskini artırdığı, özellikle kalınbağırsak ve rektum kanseri riskini daha yüksek rakamlara taşıdığı için sevmeyiz.
k Bedeni bir asit havuzu haline getirdiği, asit-baz dengesini sabote ettiği, neticede daha hızlı yaşlandırdığı için sevmeyiz.
k Cildin elastikiyetini ve sıkılığını korumakla ilgili yapıları bozduğu, cilt kırışıklığını tetiklediği, cilt sağlığını sabote ettiği için sevmeyiz.
k Oluşturduğu aşırı protein yükü nedeniyle bir taraftan asit-baz dengesini bozup aşırı ürik asit, kalsiyum ve fosfat yükü oluşturarak, diğer taraftan da böbreğin taşıdığı yüke yük ekleyerek böbrek hastalıkları riskini artırdığı için sevmeyiz.
k Farklı mekanizmalarla -mesela asidoz durumunu tetikleyerek, kemiklerden kalsiyum kaybını tahrik ederek- kemik erimesi riskini hızlandırdığı için sevmeyiz.
k Metabolik yapının altını üstüne getirdiği, bedeni ketoza sokarak her şeyi tehdit ettiği için sevmeyiz.
k Eğer saydığım gerekçeler size hâlâ yetmiyorsa, bu kadar bilgi de sizi tatmin etmiyorsa son olarak şu notu da bir kenara yazıverin:
Araştırmalar günlük karbonhidrat tüketiminin 75 gramın altına indiği -yani bakliyatın, kuruyemişlerin bile yasaklandığı-, hele hele bu rakamın 25 gram ile sınırlandığı durumlarda verilen kiloların zaten hızla geri alındığını, bunun nedeninin de diyeti takiben gelişen kontrolsüz karbonhidrat açlığı olduğunu gösteriyor.
k Kısacası “diyet kolik” biri olmak istemiyorsanız “protein kolik” biri de olmamaya dikkat etmek zorundasınız.

Haşimoto hastalarına mühim tavsiyeler

◊ Hastalık teşhis edildikten sonra iyot, tuz ya da tuz ihtiva eden bir ilaç kullanmamalısınız.
◊ Hormon desteği alsanız bile en az yılda bir kez tıbbi değerlendirmeden geçmelisiniz. Kullandığınız hormon miktarının zaman içinde az ya da çok gelebileceğini, bu durumdan zarar görebileceğinizi unutmayın.
◊ Tiroit hormonu yanında selenyum desteğinden faydalanmanız hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olabiliyor.
◊ Doktorunuz tiroit hormonu desteği kullanmanıza karar verdiyse kullandığınız ilacı ve dozu ona sormadan sakın değiştirmeyin.
◊ İlacınızı daima aç karnına alın. (Tiroit hormonları aç karnına alındıklarında daha iyi emiliyorlar.) Eğer midenize zarar verirse tok karnına da kullanabilirsiniz ama dozun mutlaka buna göre ayarlanması gerektiğini aklınızda bulundurun.
◊ Tiroit hormonu kullanırken demir ve kalsiyum içeren hapları aynı anda almayın. Ayrıca aç karnına kullanılan mide haplarını da bir başka öğünde almaya çalışın.
◊ Gebe kalırsanız bunu en kısa zamanda doktorunuzla görüşün. Gebelik süresince ve doğum sonrasında doktorunuzun bir kontrol planı oluşturması gerekecektir.
◊ Haşimoto hastalarının depresyon, diğer bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik yorgunluk sendromuna daha sık yakalandıklarını unutmayın.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Biyolojik yaşınızı siz belirleyin 21 Kasım 2024 | 612 Okunma Gerçek yaşınız ‘biyolojik yaş’tır 18 Kasım 2024 | 723 Okunma En iyi egzersiz hangisi 16 Kasım 2024 | 1.177 Okunma Sırada ‘yaşlanma tsunamisi’ mi var 14 Kasım 2024 | 385 Okunma Şüpheci olun 07 Kasım 2024 | 495 Okunma