“Karnabahar, lahana, turp” takımına daha çok ağırlık verin. Ayrıca bunlar sadece sülforafan zengini oldukları için değil, başka nedenlerle de faydalı yiyecekler. Üçünde de bol miktarda posa/lif var.
Yıllar evvel Amerika’da yapılan araştırmalar tomurcuklarının
tıka basa sülforafanla dolu olduğunu gösterince son derece
lezzetsiz olmasına rağmen brokoli bir anda sağlıklı yaşam
düşkünlerinin “diva”sı oluverdi.
Peki sülforafandan faydalanabilmenin yolu sadece lezzetsiz brokoli
tomurcuklarını çiğnemekten ya da brokoli çorbası içmekten mi
geçiyor? Hayır! Sülforafan sadece brokolide yok.
Her türlü lahanada (karası, beyazı, yeşili), karnabaharda ve
lahanagiller grubundan turp ve benzeri sebzelerde de bol miktarda
sülforafan var. Kısacası, “Karnabahar, lahana, turp” takımına daha
çok ağırlık vermeniz de yeterli. Ayrıca üçünde de bol miktarda
posa/lif var. Üçü de düşük kalorili besinler olduklarından kilo
kontrolüne yardımcı. Üçü de folik asit, C vitamini, K
vitamini, kalsiyum, selenyum gibi sağlığımızı olumlu etkileyen
maddelerden zengin.
Benim önerim, sofralarınızda lahana ve karnabahara sık yer
vermeniz, mümkünse onları pişirmeden, doğal halleriyle -mesela
salata şeklinde- tüketmenizdir.
Zira lahana ve karnabahar haşlandıklarında yararlı besin
unsurlarının çoğu lavaboya dökülen haşlama suyuna geçiyor.
Lahana-karnabahar nasıl yenecek? Sülforafan çok
güçlü bir kanser savaşçısı. Sülforafan içeren besinler kömür
ateşinde kızartılmış et/kebap gibi besinlerle yendiğinde et/kebapta
ateşte yanma nedeniyle oluşabilecek kanserojenlerle bağlantılı bir
kanser tipi olan kolon kanserinden korunmanıza destek
olabiliyor.
Bunun bir anlamı da şu: Eğer mangal keyfi yapacaksanız, etleri,
tavuk kanatlarını tabii ki bildik kurallara dikkat ederek pişirin
ama masanızda turpa, lahana salatasına/turşusuna ve karnabahar
salatasına da yer açın.
Ama ş...