Yaklaşan yazla birlikte, "kilo sorunu" sohbetlerin yine baş konusu. Konu kilo olunca da akla hemen o bildik sözcük geliyor. "Metabolizma!" Nedeni şu...
Kilo sorunu olanların çoğu problemlerinin metabolizmalarıyla
ilgili olduğunu düşünür. Onlara göre çabuk ve kolay kilo alıp zor
ve yavaş kilo vermelerinin suçlusu metabolizmalarının iyi
çalışmamasıdır.
Haksız da sayılmazlar. İyi çalışan, güçlü, tıkır tıkır işleyen bir
metabolik yapılanmanız varsa "fil kadar yiyip" incecik kalmanız,
tersi durumda ise "kuş kadar yemenize rağmen" bir fil olmanız
mümkün. Peki, nasıl bir şeydir bu metabolizma denilen
organizasyon?
Metabolizma bedeninizin yiyeceklerle aldığı besinleri enerjiye
dönüştürme ve bu enerjiyi yakma kapasitesidir. İyi çalışan bir
metabolizmanız varsa aldığınız besinler kolayca enerjiye dönüşür.
Daha mükemmel yakılır. Geride atık filan da bırakmaz.
Metabolizmanız yavaşsa yiyip içtikleriniz yeteri kadar
kullanılamaz, enerjiye dönüştürülüp yakılamaz. Geride kalan
(kullanılmayan) enerji de yağ olarak depolanır, kilo alırsınız.
NASIL ÇALIŞIR?
Metabolizmanın çalışma tarzı ve hızını belirleyen pek çok şey
var. Gençseniz hızlı, yaşlıysanız yavaş çalışır. Yeteri kadar kas
kütleniz var, hele bir de aktif yaşam sürüyorsanız metabolik
hızınız yüksek, yağ biriktirme olasılığınız düşüktür.
Kadınlarda erkeklere oranla daha yavaştır. Kadınların menopoz,
erkeklerin andropoz dönemlerinde değişen hormonal yapılanmalar
neticesi iyice yavaşlar. Uykusuzluğun, hareketsizliğin, az su
içmenin, tiroid bezi tembelliğinin ve daha pek çok problemin de
metabolizmayı olumsuz yönde etkilediği bilinir. Metabolizma hızı
ile kilo ilişkisine gelince...