“Benim midem bugüne kadar ‘tık’ bile demedi” ya da “daha bir defa bile yanmadı, ağrımadı, ekşimedi” diyen biri olabilir mi? Bence olamaz!
Peki midedeki her sorunda karalar bağlayıp paniğe mi kapılmalı? Tabii ki hayır.
Telaşlanmaya, aceleye getirip konu komşu tavsiyesi ile hemen bir “antiasit” hap veya “proton pompası baskılayıcı” tablet yutmaya hiç gerek yok.
Çözümü o “sorunlu” hapları yutmak yerine bazı basit sorulara yanıt arayarak anlamaya bakın.
Bu sorulara yanıt bulamadığınız ve ağrılarınız tekrarlama eğiliminde olduğunda ise aile hekimine başvurun.
Türkiye sadece MR veya koroner anjiyo tetkiklerinin en sık ve çok yapıldığı -abartıldığı- ülke değil. Endoskopik incelemeler yani gastroskopik tetkiklerin sıklığı bakımından da dünya şampiyonu olma yolundayız.
Ve işte o sorulardan bazıları...
◊ Çok mu yedim?
◊ Yanlış şeyler mi yedim?
◊ Alkolü mü abarttım?
◊ Çok mu sigara içtim?
◊ Stresim mi fazla?
◊ Reflüm mü azdı?
◊ Kilo mu aldım?
◊ Yuttuğum ilaçlar mı dokundu?
Şekerim neden arttı?
Merak edip ölçtürdünüz ya da “ağız kuruluğu, sık idrara çıkma ihtiyacı, yorgunluk” veya başka bir nedenle merak edip baktırdınız ve kan şekeri değerlerinizin bir hayli yüksek olduğunu gördünüz. Yine ilk çareniz ilaç olmasın. Hemen bir hapa, ota, çöpe sarılmayın. İlk işiniz burada da önce şu sorulara yanıt vermek olsun...
◊ Meyveyi mi çoğalttım?
◊ Ekmeği mi çok yedim?
◊ Şekeri mi abarttım?
◊ Tatlısız yapamıyor muyum?
◊ Hareketsiz miyim?
◊ Kilom mu arttı?
◊ Bel çevrem ne durumda?
◊ Çok mu yiyorum?
◊ Atıştırdığım şeyler sağlıklı mı?
◊ Çaya, kahveye çok mu şeker ekliyorum?
◊ Şekerli içeceklere fazla düşkün biri mi oldum?
Trans yağ bombalarında ilk 5