Kapak-kapı sistemi, "beden" diye özetlediğimiz ve üzerine ruhumuzu eklediğimiz o muhteşem yapının da önemli yapılanmalarından biri. Midenizle yemek borusu arasında da enteresan bir kapak sistemi var ve o tam bir "teknoloji" harikası! Bozuldu mu sindirimde işler karışıyor. Gastritten reflüye, ülserden kanamaya bir sürü sorun ortaya çıkabiliyor. En sık görüleniyse "reflü!" diye özetleneni.
Yemek borusu ile mide arasındaki bu çok özel kapı normalde
sadece yiyecekler yutulurken açılıyor. Gıdaların yemek borusundan
mideye geçişinden bu sistem sorumlu.
Yemek borusu ile mide arasında görev yaparak asitli mide sıvısının
ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına asla izin
vermiyor. Kapağı oluşturan dairesel kaslar sadece yutkunma
sırasında gevşiyor. Ağzınızda çiğnemekte olduğunuz yemeği
yuttuğunuzda kapağa açılması için gereken sinyali otomatik olarak
göndermiş oluyorsunuz.
Kapak mekanizması şu ya da bu nedenle bozulduğunda midenin asit
içeriği yemek borusuna geri kaçıyor. Aside hiç alışık olmayan,
alkali yapıdaki yemek borusunu kaplayan "mukoza", yani "örtü"
tahriş oluyor.
Başlangıçta, yapısal hasar henüz hafifken, sadece yatar pozisyonda
ya da ayakkabınızı bağlamak için eğildiğinizde oluşan kaçaklar bir
süre sonra siz otururken, ayakta dururken de gerçekleşebiliyor.
İşte bu "geri kaçma" durumunda yabancı kökenli bir sözcük
kullanılarak "reflü" deniliyor.