Kısası, uzunu, hafifi, ortası, ağırı, aerobik ya da direnç ağırlıklı olanı fark etmiyor, yeter ki düzenli olarak yapın, tekrarlayın ve bırakmayın. Hatta oturmak yerine ayakta durmanın bile beden tarafından bir tür “egzersiz çabası” gibi algılandığı anlaşılıyor, bu bilgiyi de sakın unutmayın. Özetle oturmak yok! Her fırsatta ayakta durmaya ve kalmaya bakın. Oturmakla ayakta durmak arasındaki farkı araştıran ilk çalışma 1950’li yıllara yani neredeyse 70 yıl öncesine dayanıyor. Sağlık araştırmaları tarihinde önemli bir yeri olan o toplumsal incelemenin özetini aşağıdaki kutuda bulacaksınız.
Biletçiler neden şoförlerden daha uzun yaşıyor?
Hastalıklar ve oturma süresi arasındaki bağlantı ilk olarak
1950’lerde Londra’da araştırma konusu yapılmış. Halk otobüslerini
kullanan ve bu nedenle de günün 8-10 saatini oturarak geçirmek
zorunda kalanlarla, yolculara bilet kesmek amacıyla gün boyu ayakta
durmak zorunda olan biletçilerin sağlık sorunları
karşılaştırılmış.
Net ve açık sonuç şu: Şoförlerin kalp krizi geçirme ihtimalleri
biletçilerin iki katından fazla.
Tabii bu araştırmayı daha sonraları yenileri izlemiş. Her seferinde
de aynı neticeler elde edilmiş.
Kısacası bizim “ayakta kal hayatta kal” yaklaşımımız öyle sıradan
bir tavsiye değil. Arkasında “taş gibi sağlam” bilimsel veriler
var. O bilimsel verilerin en yenilerinden biri de şu:
Günde 3 saat ve haftada en az 5 gün 1 yıl boyunca ayakta kalan
birinin elde ettiği egzersiz kazanımı neredeyse “10 maraton
koşturmaya” eşdeğer seviyeyi bulabiliyor.
Özeti şu: Mecbur kalmadıkça oturmak yok, sağlıklı ve uzun bir
yaşamın şifrelerinden birinin de “oturmayı bırakıp ayakta kalmak”
olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Sağlık uzmanları en fazla oturma süresinin 20-25 dakikayı
geçmemesini ve bu sürelerin arasında en az 1-2 dakika süren kısa
süreli aktiviteler yapılmasını tavsiye ediyor.
Daha az oturmak için 8 öneri
◊ Telefon konuşmalarınızı ayakta yapmaya çalışın.
◊ İşyerinizde mesajlaşma ya da e-posta yerine iş arkadaşınızın
masasına yürüyerek ulaşmayı tercih edin.
◊ Her kahve-çay molasını bir yürüyüş ya da “ayakta arkadaşlarla
sohbet” fırsatına çevirin.
◊ Her 30 dakikada bir oturduğunuz yerden ayağa kalkıp birkaç
dakikalık tur atmak için saatinize ya da telefonunuza bir
hatırlatıcı ayarlayın.
◊ Asansörü değil merdiveni tercih edin.
◊ Otobüs, metro ya da dolmuşta oturmayı değil ayakta durmayı
deneyin.
◊ Bulaşık ve çamaşır işlerini, ev temizliğini kendiniz yapmayı
deneyin.
◊ Bahçe bakımı da iyi bir fırsat olabilir.
Tebrikler sevgili Gökhan!