HER beden bir armağan, bize emanet bir mucizedir.
Mükemmel bir organizasyon, olağanüstü bir cihaz, inanılmaz bir
adaptasyon sistemidir. Yeter ki kıymetini bilip bakım ve onarımda
kusur etmeyin. Yeter ki çalışma prensiplerine azıcık kafa patlatın.
“İmalat şartnamesi ne, fabrika ayarları nasıl, neden hoşlanır,
nelerden rahatsız olur” azıcık anlamaya çalışın. Yeter ki siz ona
saygılı davranın. Vazgeçilmez bazı sorumluluklarınızın,
görevlerinizin olduğunun farkına varın. Kısacası, hakkını verin. O
hakların başında da onu hareketten, aktiviteden yani egzersizden
mahrum etmemek olduğunu bilin. Şu kesin: Hareket berekettir! Ve şu
da kesin: Oturmak, tembellik, aylaklık etmek bedene karşı
işlenebilecek en büyük ihanettir. İsterseniz gelin Albert
Einstein’ın o ünlü cümlesini bir defa daha ve asla unutmamak üzere
yeniden hatırlayalım:
“Yaşam bisiklete binmeye benzer. Dengenizi kurmak için hareket ettirmeyi sürdürmek zorundasınız.”
YILDA 1 KEZ 2 KOLDAN ÖLÇTÜRÜN
TANSİYONUMUZU hangi koldan ölçelim, sağ mı, sol mu? Hangisi daha güvenli? İki kol arasında ölçüm farkı ne zaman önemli? Bu ve buna benzeri sorulara en güzel yanıtı ‘Vegan Beslenme’ kitabında Dr. Murat Kınıkoğlu veriyor. Dr. Kınıkoğlu bakın ne diyor:
“En azından yılda bir kez tansiyonunuzu her iki koldan birden ölçün. İki kol arasında 5 mmHg veya daha az bir fark olabilir. Örnek vereyim: Sağ kol 128/72, sol kol 125/70 çıktığında hem değer olarak hem iki kol arası farkı normal kabul ediyoruz. İki kolunuz arasında 5 mm’den büyük bir tansiyon farkı olması gelecekte kalp hastası olma riskinizin iki misli arttığını gösterir. Örnek vereyim: bir kolunuzda 142/70 diğer kolunuzda 149/72 bulunması damarlarda sertleşmenin başladığı ve riskin arttığı anlamına gelir (149-142=fark 7 mmHg). Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorları herhangi bir kalp-damar hastalığı olmayan sağlıklı