Birkaç gün önce de yazdım, proteinden güçlü beslenmek son zamanlarda pek moda.
Özellikle spor merkezlerinde kas büyüten gençlerle kilo vermek için diyet yapanlar arasında "proteinmania" yaygın bir trend. Peki, doğru mu, yanlış mı yapılıyor? Protein bir "süper star" mı? Daha doğrusu "proteinin fazlası melek mi, şeytan mı?" soruların yanıtlarını merak ediyorsanız buyurun... İsterseniz önce "proteinin fazlası zararlı mı?" cümlesine yanıt arayarak başlayalım.
Kemikler sevmiyor
Aşırı protein yüklenmenin zararlarını gösteren net ve açık bir delil yok ama kanaat şu: Proteinden zengin beslenirken biraz dikkatli olmak şart. Proteinmaniadan korkanlara göre çok yüksek protein vücuda zarar verebilir. Örneğin, ürik asit yükünü artırabilir ki bu böbrekleri zorlayabilen bir sürece dönüşebilir.
Ayrıca kazanılan protein arttıkça kemiklerden kalsiyum kaybı da hızlanır ki bu kemiklerin zayıflamasına (osteoporoz) yol açabilir.
Bu özellikle osteoporoz riski yüksek kadınlar için önemli bir ayrıntı, mühim bir bilgi.
Kolesterol artabiliyor
Hayvansal proteinlerin çoğu doymuş yağlardan zengin besinler. Proteini artırmak bir anlamda daha çok hayvansal ürün yani kazanılan doymuş yağ miktarının da çoğalması anlamına geliyor.
Fazla miktarda doymuş yağın ise daha yüksek LDL kolesterol anlamına geldiğini biliyoruz. Özellikle damarları hasta olan, kalp veya beyin damarlarında daralma, tıkanma bulunanlar kontrolsüz protein diyetlerine girdiklerinde bir süre sonra kalp krizi ve felç geçirebiliyorlar.
Bill Clinton'ın başkanlık süresinden hemen sonra girdiği yüksek proteinli diyetler nedeniyle iki yıl sonra koroner damarlarını harap ettiği ve Bypass ameliyatı olmak zorunda kaldığı dedikodusu New Yorkluların hâlâ gündeminde.