Ve ne iyi ki bedenimizin doğuştan sahip olduğu antioksidan sistemler zaten oldukça güçlü. Katalaz, peroksidaz ve glutatyon bunların en mühimleri. Ama ne var ki özellikle yaş ilerleyince sadece onlar yetmiyor. Bir taraftan onların yaşlılığa bağlı güç kaybı, diğer taraftan uzun ömrün biriktirdiği paslandırıcı toksin yükü antioksidan gücümüzü kifayetsiz hale getiriyor. İşte bu nedenle daha iyi bir hayat ve daha güzel bir yaşlılık için “her gün on bin adım kuralı” gibi işletmemiz gereken bir başka kural daha devreye giriyor: HER GÜN EN AZ 10 BİN ÜNİTE ANTİOKSİDAN! Bu miktarı besinlerle bir şekilde kazanmaya çalışmak lazım. Nedenine gelince, buyurun…
GÖZÜMÜZ AYDIN ÖMRÜMÜZ BİRAZ DAHA UZADI
Geçtiğimiz hafta onlarca iç karartıcı haberin arasında kalan o güzel açıklama içimizi az da olsa ferahlattı. TÜİK yani Türkiye İstatistik Kurumu Türkiye’de yaşayanların ortalama ömrünün üç yıl öncesine göre 1.7 yaş daha arttığını açıkladı. TÜİK’in rakamlarına göre Eylül 2017 itibarıyla ülkemizde beklenen yaşam süresi toplamda 78’e, erkeklerde 75.3; kadınlarda ise 80.7 yıla ulaştı. Her ne kadar ortalama ömürlerinin kadınlara oranla 5.4 yıl daha kısa olduğunu gören erkekler azıcık üzülseler de yine de bu güzel bir haberdi, hepimize iyi geldi. peki o haberden çıkarılacak dersler nelerdir?
TÜİK’İN AÇIKLAMASI NE ANLAMA GELİYOR?