Ciltteki kolajen, şekerin fazlasından fena halde etkileniyor. Cildin esneklik ve gücünün esası olan kolajen glikasyona maruz kaldığında o cilt daha hızlı yaşlanıyor.
BENFOTİAMİN: Pek çok araştırma bu molekülün güçlü bir glikasyon
önleyici olduğunu gösteriyor. Her ne kadar birçok insan için yeni
bir kelime olsa da, benfotiamin çok tanıdık bir vitamin olan B1
vitaminin farklı bir formudur. Bu yeni ama çok tanıdık molekül, ilk
kez bundan 50 yıl kadar önce Japonya’da alkole bağlı sinir
hasarını, yani alkolik nöropatiyi tedavi etmek için
kullanılmış.
Glikasyona bağlı hasarı önlemek için, son yıllarda yeniden popüler
olmaya başlayan benfotiamin takviyelerinden günde 300 miligram
civarında almak yeterli.
Cilt kırışıklığı özellikle kadınların hoşlanmadığı bir sorun.
Farklı sebepleri var. Bunlardan biri de şeker! Ciltteki kolajen,
şekerin fazlasından fena halde etkileniyor. Cildin esneklik ve
gücünün esası olan kolajen glikasyona yani “şekerlenmeye” maruz
kaldığında o cilt daha hızlı yaşlanıyor. Kırışıklıklar daha hızlı
derinleşiyor. Kan şekeri yüksek seyreden diyabetlilerin beklenenden
daha hızlı yaşlanmaları da glikasyon sürecine bağlanıyor.
Glikasyonun yaşlanma üstündeki etkisi iyice anlaşıldığından beri,
glikasyonu yavaşlatan doğal destekler ve ilaçlara olan ilgi de
artıyor. Bu konudaki araştırmalar gün geçtikçe çoğalıyor. Hatta
glikasyonu kontrol altına almak, anti-aging üstüne odaklanan
çalışmaların en önemli hedeflerinden biri haline geldi.
Bu araştırmalar ışığında keşfedilen moleküller arasında en
önemlileri benfotiamin, alfa lipoik asit ve metformindir.
Ben imkânı olanların bir doktor yardımı alıp, bu anti-glikasyon
ajanlarından faydalanmalarının doğru olacağı düşüncesindeyim.
Şeker-glikasyon ilişkisine dikkat!
Glikasyon önemli bir yaşlanma tetikleyicisi. Basit anlamıyla da
doku ve organların şekerlenmesi, yapısının bozulması ve daha hızlı
yaşlanması demek.
Peki önlenebilir mi? Eğer kan şeker ve insülin seviyelerinizi
dengeler, HbA1C düzeyinizi yüzde 5.5 ve altında tutabilirseniz
evet!
Glikasyonun yani “şekerlenme” veya “şekerle birleşerek yapısal
buluşmaya uğrama” çok önemli bir konu. Ne var ki daha hızlı ve kötü
yaşlanmada bu mühim ayrıntının önemini tıp dünyası bile henüz yeni
yeni fark ediyor.
İşe glikasyonun ne olduğunu anlatarak başlayalım: Glikasyon,
kandaki fazla şekerin, kanda bulunan diğer maddeleri, dokusal
yapıları karamelize etmesi, sakızlaştırmasıdır.
Şeker hangi molekülle reaksiyona girerse o molekülün bozulmasına
neden olur. Vücudunuzda fazla şeker dolaştığında bütün
dokularınızın, organlarınızın erken yaşlanacağını
varsayabilirsiniz.
Mesela LDL-3 ve LDL-4 olarak bilinen kötü kolesterol parçaları
glikasyona uğradıklarında ‘ultra kötü kolesterol’ olarak bilinen
çok daha tehlikeli bir kolesterol formuna dönüşür.
Şeker yüzünden karamelize olmuş, yapışkan bir hal alan bu
kolesterol parçalarının damarlarınızı tıkaması, bir kalp krizine ya
da inmeye neden olması artık daha büyük bir olasılıktır.
Şeker hastalarında kalp ve damar sağlığı için büyük bir risk
faktörü oluşturan bu ultra kötü kolesterol parçacıklarına daha sık
rastlandığını belirtmeme gerek var mı?
Şeker neden sinsi zehirdir, sanırım
şimdi daha iyi anladınız.
Glikasyon sorunu nasıl önlenir?
ALFA LİPOİK ASİT: Alfa lipoik asidin temel görevi hücrede
şekerin yakılması ve kalbe, beyne, kaslara güç vermek için enerjiye
dönüştürülmesidir. Yaklaşık 20-30 yıl önce keşfettiğimiz, ama
yeteneklerini öğrendikçe daha çok sevdiğimiz bu madde, ıspanak,
pazı, brokoli, karnabahar ve sığır etinde bulunuyor.
Diyabete bağlı nöropatiyi önlemeden cilde destek sağlamaya kadar
farklı amaçlarla kullanılan bu maddenin yetersizliğinde vücut
ihtiyacı olan enerjiyi toplayamıyor ve yaşlanmaya neden olan
hücresel süreçler hızlanıyor.
Alfa lipoik asidin şeker hastalarında oluşan sinir sistemi
sorunlarını geciktirdiği ya da hafiflettiği, bu hastalarda sinir
hasarının yol açtığı dayanılmaz ağrıları ve uyuşukluk hissini
azalttığı biliniyor.
Yapılan araştırmalar, bu maddenin şeker hastalarında sık görülen
kalp aritmisini de önleyebileceğini gösteriyor.
Bellek sorunlarını geciktiren, katarakt ve beyin felci riskini
azaltan, ayrıca karaciğer fonksiyonlarını güçlendirdiği de
düşünülen alfa lipoik asit takviyelerinden faydalanmanızı
öneriyorum.