Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Şeker cildi erken kırıştırıyor!

Ciltteki kolajen, şekerin fazlasından fena halde etkileniyor. Cildin esneklik ve gücünün esası olan kolajen glikasyona maruz kaldığında o cilt daha hızlı yaşlanıyor. BENFOTİAMİN: Pek çok araştırma bu...

21 Eylül 2018 | 577 okunma

Ciltteki kolajen, şekerin fazlasından fena halde etkileniyor. Cildin esneklik ve gücünün esası olan kolajen glikasyona maruz kaldığında o cilt daha hızlı yaşlanıyor.

BENFOTİAMİN: Pek çok araştırma bu molekülün güçlü bir glikasyon önleyici olduğunu gösteriyor. Her ne kadar birçok insan için yeni bir kelime olsa da, benfotiamin çok tanıdık bir vitamin olan B1 vitaminin farklı bir formudur. Bu yeni ama çok tanıdık molekül, ilk kez bundan 50 yıl kadar önce Japonya’da alkole bağlı sinir hasarını, yani alkolik nöropatiyi tedavi etmek için kullanılmış.
Glikasyona bağlı hasarı önlemek için, son yıllarda yeniden popüler olmaya başlayan benfotiamin takviyelerinden günde 300 miligram civarında almak yeterli.

Cilt kırışıklığı özellikle kadınların hoşlanmadığı bir sorun. Farklı sebepleri var. Bunlardan biri de şeker! Ciltteki kolajen, şekerin fazlasından fena halde etkileniyor. Cildin esneklik ve gücünün esası olan kolajen glikasyona yani “şekerlenmeye” maruz kaldığında o cilt daha hızlı yaşlanıyor. Kırışıklıklar daha hızlı derinleşiyor. Kan şekeri yüksek seyreden diyabetlilerin beklenenden daha hızlı yaşlanmaları da glikasyon sürecine bağlanıyor.
Glikasyonun yaşlanma üstündeki etkisi iyice anlaşıldığından beri, glikasyonu yavaşlatan doğal destekler ve ilaçlara olan ilgi de artıyor. Bu konudaki araştırmalar gün geçtikçe çoğalıyor. Hatta glikasyonu kontrol altına almak, anti-aging üstüne odaklanan çalışmaların en önemli hedeflerinden biri haline geldi.
Bu araştırmalar ışığında keşfedilen moleküller arasında en önemlileri benfotiamin, alfa lipoik asit ve metformindir.
Ben imkânı olanların bir doktor yardımı alıp, bu anti-glikasyon ajanlarından faydalanmalarının doğru olacağı düşüncesindeyim.

Şeker-glikasyon ilişkisine dikkat!

Glikasyon önemli bir yaşlanma tetikleyicisi. Basit anlamıyla da doku ve organların şekerlenmesi, yapısının bozulması ve daha hızlı yaşlanması demek.
Peki önlenebilir mi? Eğer kan şeker ve insülin seviyelerinizi dengeler, HbA1C düzeyinizi yüzde 5.5 ve altında tutabilirseniz evet!
Glikasyonun yani “şekerlenme” veya “şekerle birleşerek yapısal buluşmaya uğrama” çok önemli bir konu. Ne var ki daha hızlı ve kötü yaşlanmada bu mühim ayrıntının önemini tıp dünyası bile henüz yeni yeni fark ediyor.
İşe glikasyonun ne olduğunu anlatarak başlayalım: Glikasyon, kandaki fazla şekerin, kanda bulunan diğer maddeleri, dokusal yapıları karamelize etmesi, sakızlaştırmasıdır.
Şeker hangi molekülle reaksiyona girerse o molekülün bozulmasına neden olur. Vücudunuzda fazla şeker dolaştığında bütün dokularınızın, organlarınızın erken yaşlanacağını varsayabilirsiniz.
Mesela LDL-3 ve LDL-4 olarak bilinen kötü kolesterol parçaları glikasyona uğradıklarında ‘ultra kötü kolesterol’ olarak bilinen çok daha tehlikeli bir kolesterol formuna dönüşür.
Şeker yüzünden karamelize olmuş, yapışkan bir hal alan bu kolesterol parçalarının damarlarınızı tıkaması, bir kalp krizine ya da inmeye neden olması artık daha büyük bir olasılıktır.
Şeker hastalarında kalp ve damar sağlığı için büyük bir risk faktörü oluşturan bu ultra kötü kolesterol parçacıklarına daha sık rastlandığını belirtmeme gerek var mı?
Şeker neden sinsi zehirdir, sanırım
şimdi daha iyi anladınız.

Glikasyon sorunu nasıl önlenir?

ALFA LİPOİK ASİT: Alfa lipoik asidin temel görevi hücrede şekerin yakılması ve kalbe, beyne, kaslara güç vermek için enerjiye dönüştürülmesidir. Yaklaşık 20-30 yıl önce keşfettiğimiz, ama yeteneklerini öğrendikçe daha çok sevdiğimiz bu madde, ıspanak, pazı, brokoli, karnabahar ve sığır etinde bulunuyor.
Diyabete bağlı nöropatiyi önlemeden cilde destek sağlamaya kadar farklı amaçlarla kullanılan bu maddenin yetersizliğinde vücut ihtiyacı olan enerjiyi toplayamıyor ve yaşlanmaya neden olan hücresel süreçler hızlanıyor.
Alfa lipoik asidin şeker hastalarında oluşan sinir sistemi sorunlarını geciktirdiği ya da hafiflettiği, bu hastalarda sinir hasarının yol açtığı dayanılmaz ağrıları ve uyuşukluk hissini azalttığı biliniyor.
Yapılan araştırmalar, bu maddenin şeker hastalarında sık görülen kalp aritmisini de önleyebileceğini gösteriyor.
Bellek sorunlarını geciktiren, katarakt ve beyin felci riskini azaltan, ayrıca karaciğer fonksiyonlarını güçlendirdiği de düşünülen alfa lipoik asit takviyelerinden faydalanmanızı öneriyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Biyolojik yaşınızı siz belirleyin 21 Kasım 2024 | 585 Okunma Gerçek yaşınız ‘biyolojik yaş’tır 18 Kasım 2024 | 721 Okunma En iyi egzersiz hangisi 16 Kasım 2024 | 1.177 Okunma Sırada ‘yaşlanma tsunamisi’ mi var 14 Kasım 2024 | 385 Okunma Şüpheci olun 07 Kasım 2024 | 495 Okunma