Sağlığın her alanında olduğu gibi kilo sorununda da sonuca değil, sebebe odaklanmak gerekiyor. Eğer bu yapılmazsa sürekli tekrarlayan sonuçlara (verilen kiloların yeniden geri alınmasına) veya sorunun içinden çözülmez bir karmaşa haline gelmesine katlanmak zorunda kalınıyor.
Herkesin farklı nedenlerle kilo alabileceğini biliyoruz. Kimi insülin direnci, kimi tiroit tembelliği, kimi kullandığı kortizon hapları, kimi de psikolojik sorunları, stresi, kaygıları, yani yönetemediği duygusal sorunları neticesinde kilo sorunu yaşıyor.
Glüten duyarlılığının, yapay früktoz fazlalığının, alkol ayarsızlığının, ağır metal depolamanın da kilo problemiyle bağlantılı olabileceğini anlattık.
Probiyotik noksanlığı ise yeni yeni gündeme giren bir kilo provokatörü.
Eğer kilo probleminiz varsa hemen gidip bir diyet listesi bulup onu uygulamaya ya da bir beslenme uzmanının karşısına oturmaya kalkmayın. Önce bu nedenlerden hangisi ya da hangilerinin size kilo aldırmış ve aldırıyor olabileceğini ya da kilo vermenizi engellediğini anlamaya, öğrenmeye çalışın.
Ve hemen ardından bu problemlerden kurtulmaya, bu mümkün değilse onları yönetmeyi öğrenmeye bakın.
Ayrıca şunu da bir kenara not edin: Aktivite azlığı ve egzersiz eksikliği olduğ