Sağlık medyası birkaç gündür aynı habere kilitlendi: Dünya Sağlık Örgütü sosis, salam gibi işlenmiş et ürünlerinin ve hatta kırmızı etin fazlasının sağlığa zararlı olabileceğini açıkladı.
Hatta öyle ki işlenmiş et ürünlerini tıpkı sigara, asbest, arsenik gibi kanser oluşturma riski en yüksek zararlılar arasına yerleştirdi. Peki, sürpriz mi oldu? Hayır. Konuyu iyi bilenler böyle bir kararda geç bile kalındığı düşüncesindeler. Bu uyarı bilim camiası tarafından yıllardır yapılıp duruyordu, işin uzmanları “yapmayın, etmeyin çocuklarınıza jambonu, salamı, sosisi yedirmeyin” diyordu. Ama dinleyen kim?
Rakamlar ve istatistikler ayıbı artık saklanamaz hale getirdi.
Yani mızrağın çuvala sığmadığı noktaya gelindi. Ayrıca konuyu
orasından, burasında çekip süründürmeye gerek yok. Bunların “temiz
ve güvenli” gıdalar olmadıkları zaten yeni bir şey değil.
İşte bir anı, bir örnek: Bir kahvaltı sofrasında neredeyse 30 yıl
kadar önce siyaset konuşulurken 9’uncu Cumhurbaşkanı Rahmetli
Süleyman Demirel’in “siyasetle sosis halkın önünde yapılmaz”
dediğini çok iyi hatırlıyorum. Ona “siyaseti bilmem ama sosis
konusu nereden çıktı efendim?” diye sorduğumda gülerek şu cevabı
vermişti: “Doktor, bu yanlış hatırlamıyorsam çok eski bir Alman
atasözüdür. Biliyorsun Almanlar dünyanın en ünlü sosis sever
milletidir ve nedense üretimine güvenmedikleri halde yemeye devam
ediyorlar.”
Anlaşılan o ki halk zaten sosisle ilgili kararını çok eskiden
vermiş. Hele bir de şimdiki sosislerin üretim tekniklerini
bilseler, nasıl üretildiğini görseler ve içine neler eklendiğini
öğrenseler kim bilir neler düşünürlerdi?