Çoğunluğumuz ruh halimiz ve stres düzeyimiz ile bellek fonksiyonlarımız arasındaki ilişkinin ne kadar önemli olduğunun pek farkında değiliz. Oysa "yoğun stres" de, "depresyon" da "travma sonrası stres bozukluğu" ve daha pek çok "ruhsal sorun" da belleğimizi yıpratabiliyor.
Size 60 yaşında ve sağlıklı bir hanımefendinin hikâyesini
anlatacağım.
Hanımefendinin üzerine titrediği bir oğlu var. Uzun süren son
derece üzücü bazı olayları üst üste yaşayan şanssız bir oğul
bu.
Hanımefendi de doğal olarak sürecin dışında kalamamış, oğlunun
yaşadığı olumsuzlukları yüreği ve beyninin derinliklerinde o da
yaşamış.
Bir süre sonra ciddi bir bellek bozukluğu başlamış. Stres-bellek
ilişkisi konusunu gündeme getirmemin nedeni biraz da o zarif ama
unutkanlık sorunu hayli ciddi o hanımefendi oldu.
Belleğimizi etkileyen pek çok şey var. Bir kısmı beynin kendi
sorunları.
Beyni ilgilendiren “nörolojik” hastalıklar. Mesela damar sertliğine
bağlı beyin yaşlanması ya da alzheimer hastalığına bağlı
tahribatlar bellekte ilerleyici zayıflamaya yol açabiliyor.
Belleği bozabilen beyin dışı hastalıklar da var. Bunlar da
belleğimizde tahribatlar yapabiliyor. Beslenmenin, uyku
sorunlarının ve başka problemlerin de belleği etkileyebileceği
zaten biliniyor.
Çoğunluğumuz ruh halimiz ile bellek fonksiyonlarımız arasındaki
ilişkinin öneminin farkında değiliz.
Oysa “yoğun stres” de, “depresyon” da “travma sonrası stres
bozukluğu” ve daha pek çok “ruhsal sorun” da belleğimizi
yıpratabiliyor. Önce stresten başlayıp kısa notlarla “travma
sonrası stres bozukluğu”na ve “depresyon-stres ilişkisine”
değinelim.
Stres belleğe ne yapıyor