Uzmanlar, karaciğer hastalıklarında görülen artışı şekere, ama en çok da bir çeşit şeker olan fruktoza bağlıyorlar. Eskiden meyvelerde bulunduğu için fruktoz masum olarak kabul edilirdi. Fakat artık karaciğer hastalıkları ve kanserleri, yediğimiz her şeyin içine katılan ve mısır nişastasından elde edilen fruktozla ilişkilendiriliyor.
Karaciğer sağlığını tehdit eden unsurlar son zamanlarda çok gündemde. Bir grup bilim adamı, karaciğer problemlerinin geri planında yiyecek ve içeceklerde bulunan bir madde olduğunu söylüyor ve aynı maddenin obezite salgınının da sorumlusu olduğunu iddia ediyor.
Daha da ileri gidiyorlar; şeker hastalığı, kalp krizi ve kanser vakalarındaki artış için de onu sorumlu tutuyorlar. Bu madde aslında doğal bir madde ve her gün yiyip içtiklerimizin içinde var.
Evet, doğru tahmin ettiniz. Şeker tüketimindeki artış ve yarattığı problemler burada da karşımıza çıkıyor! Bir insan vücudunun kaldırabileceğinin yüzlerce katı şeker yiyoruz. Eskiden tatlı ve şeker ender yenebilen, değerli bir şeymiş. Bir istatistiğe göre, 1800'lü yılların İngiltere'sinde (söz konusu olanın o zamanların en zengin ülkesi olduğunu unutmayın!) insanların yıllık şeker tüketimi sadece ama sadece 5 gram civarındaymış.