Sıcak bir yazı tamamlamak üzereyiz. Çoğumuz tatil psikolojisiyle farkına varmadan yağlandık. İşte bu nedenle biz de iki gündür yeniden "diyet" konularına daldık.
Dünkü yazıya "Dünya bu diyeti konuşuyor" diye başlık atınca kilo sorunu olanlar yazıya da içeriğinde geçen beslenme yaklaşımına da büyük ilgi gösterdiler. Bence doğru da yaptılar, çünkü Gİ diyeti son yıllarda en çok takdir gören en etkili diyetlerden biri.
Gİ diyetinin mühim bazı özellikleri var. Proteinleri biraz daha öne çıkarması, kaliteli, faydalı yağlardan vazgeçmemesi, kötü karbonhidratları yasaklaması son derece önemli noktalar.
Diğer taraftan bu diyet sayesinde anlaşıldı ki "protein paketi" meselesi çok ama çok önemli bir nokta. Eğer beslenmenize "akıllı protein paketleri" ekleyebilirseniz, hele hele bu paketleri daha kahvaltıda, yani günün ilk öğününde devreye sokmaya başlarsanız gün içinde daha az şeker-insülin dalgalanmaları yaşar, dolayısıyla kilonuzu daha kolay kontrol altına alırsınız.
Yine bu diyet sayesinde fark edildi ki protein kaynakları
birbirinin yerine tüketilebilir. Et, tavuk, balık, yumurta,
baklagil ve kabuklu yemişler lezzetli ve çekici kombinasyonlarla
birlikte ya da dönüşümlü olarak kullanılabilir.
Bu diyet sayesinde fark ettik ki karbonhidratların da iyisi, kötüsü
var. Nişastadan zengin, un içeriği yüksek, şeker miktarı fazla,
işlenmiş, paketlenmiş karbonhidratlar çok az miktarda tüketilseler
de kilo problemini yönetilemez noktalara taşıyabiliyorlar.
Son olarak da Gİ diyeti bize şunu öğretti: Her yağ kötü değildir. Bazı yağlar var ki biz onlar olmadan yapamayız, mesela Omega-3 yağları...